17. Hukuk Dairesi 2016/11509 E. , 2019/2233 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/708 Esas 2010/902 Karar sayılı ilamı gereğince davalı ... Tur. Ltd. Şti"den alacaklı olduğunu, müvekkillerinin 149.055,77 TL takip çıkışlı alacağın ödenmesi için ... 1. İcra Dairesinin 2014/3543 sayılı dosyası ile ilamlı takip başlattığını, borçlu şirketin müvekkillerinin alacaklarını karşılayan hacze kabil malları bulunmadığı tespit edilmiş olduğunu, yapılan araştırmada bahse konu taşınmazın bölümün şirket ortaklarının yakını olan (aynı parseldeki 4 ve 6 nolu bağımsız bölümlerde de tasarrufta bulunan) ..."a 16/09/2014 tarihinde satılmış gibi göstererek mal kaçırıldığı yani muvazaalı işlem yapıldığının anlaşıldığını, bu nedenlerle ... ilçesinde kain 895 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün davalı şirket ile ... arasında yapılan 16/09/2014 tarihli satış işleminin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki verme üzere iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Tur.Ltd. Şti. vekili, davacı tarafın iddialarının aksine, tasarrufun iptali için yasada öngörülen koşulların hiçbirinin oluşmadığını, yapılan satış işleminde muvazaanın söz konusu olmadığını, gerçek bir satış işlemi olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine dava konusu taşınmazın satıldığı kişi olan ..."ın müvekkilinin (müvekkil şirketin ortaklarının) akrabası veya yakını olmadığını, mal kaçırma kastının olmadığını, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., tasarrufun iptali için yasada öngörülen koşulların hiçbirinin oluşmadığını, tarafına yapılan satış işleminde muvazaanın söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazın parasını satıcı ...Ticaret Ltd. Şti.ne ödeyerek satın aldığını, davacılar ile diğer davalı ...Ticaret Ltd. Şti. Arasındaki alacak-borç konularında herhangi bir bilgisinin ve haberinin olmadığını, haksız mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı)
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. İİK"nun 280/3 maddesininde ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdıyle hareket ettiği kabul olunur, bu karine ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmünü içerdiğinden anılan madde kapsamından da delillerin değerlendirilmesi, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, davalılar arasındaki satışın gerçek satış olduğu, davalı ..."ın iyi niyetli üçüncü kişi olduğu, davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı, davacının İcra İflas Kanunu 277 vd. Maddelerindeki şartlar oluşmaksızın talepte bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/708 Esas 2010/902 Karar sayılı ilamına dayandığı, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, 09/02/2016 tarihli borç ödemeden aciz vesikasının bulunduğu, davanın süresinde açıldığı, iptali istenen tasarrufun, takip konusu alacaktan sonra doğduğu anlaşıldığından dava ön koşuları gerçekleşmiştir,
O halde dava konusu ... ilçesinde kain 895 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün satışına ilişkin olarak davalı borçlu ile davalı ... arasındaki 16/09/2014 tarihli tasarruf yönünden taşınmazın satış sözleşmesi istenerek tapudaki satış bedeli ile gerçek bedeli arasında misli fark bulunup bulunmadığı yönünden taşınmaz başında bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak İİK 278/3-2 madde kapsamında bedel farkı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, tasarrufun iptale tabi olduğunun belirlenmesi halinde dava konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.