Esas No: 2016/265
Karar No: 2022/1905
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 13. Daire 2016/265 Esas 2022/1905 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/265 E. , 2022/1905 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/265
Karar No:2022/1905
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 31/12/2011 tarihine kadar tahsis edilen frekansların kullanılmaya devam edildiğinden bahisle frekans tahsis sürelerinin uzatılması istemiyle yapılan … tarih ve … sayılı başvurunun, 2013 yılı sonuna kadar kıst olarak hesaplanan (Ocak ayı içerisinde ödenmesi hâlinde 428,378,37 TL + %18 KDV, Şubat ayı içerisinde ödenmesi hâlinde 392,680,17 TL + %18 KDV, Mart ayı içerisinde ödenmesi hâlinde 356,981,98 TL + %18 KDV) kullanım hakkı ücretinin ödenmesi hâlinde kullanım hakkı tahsisi yapılacağına ilişkin 15/01/2013 tarih ve 4196-2064 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine müsaade edilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların düzenlenmesinin devletin yetki ve sorumluluğu altında olduğu, davacı şirketin de devlete ait kaynakları kullandığı, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile bu kaynakların kullanımı için kaynak kullanım ücretlendirilmesinin getirildiği, kullanım hakkı ücretlerinin devletin yetki ve sorumluluğunda bulunan kaynakların özel hukuk kişilerine hizmet sunumu amacıyla kullandırılması karşılığında alınan ücretler olduğu, kullanım hakkı ücretlerinin Hazine'nin bir geliri olduğu, kullanım hakkı ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlendiği, davalı idarenin kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını gözetmekle yükümlü idari bir kurum olarak kullanım hakkı ücretlerinin 5809 sayılı Kanun'a uygun olarak alınmasını gözetmekle sorumlu bulunduğu, aynı zamanda işletmecilerin münhasıran imtiyaz ve görev sözleşmeleri konusu hizmetlerin verilmesi amacıyla yetkilendirmesi kapsamında bulunan kaynaklar dışında ek kaynak tahsisine ihtiyaç duymaları hâlinde o kaynağa karşılık gelen kullanım hakkı ücretini ödemek suretiyle ilgili mevzuat uyarınca Kurum tarafından ek kaynak tahsisi yapılabileceği;
Davacı tarafından, özelleştirme bedeli öderken o tarih itibarıyla şirketlerinin kullanımına tahsisli olan frekanslar için kullanım hakkı ödenmeyeceği ileri sürülmekte ise de, tahsisi talep edilen frekansların davacı şirkete 31/12/2011 yılına kadar süreli olarak tahsis edildiği ve davacı tarafından frekans kullanımlarının yenilenmesi başvurusunda bulunulduğu işlemden açıkça anlaşıldığından davacının bu iddiasına itibar edilmediği;
Bu itibarla, ek kaynak tahsisine ilişkin 5809 sayılı Kanun hükümlerinin tüm işletmecilere olduğu gibi özelleştirilmiş olan davacı şirkete de eşit uygulanacağı, davacının belli bir süreye kadar tahsis edilen frekansların tahsis süresinin uzatılması istemiyle yaptığı başvurunun frekansların tahsis edilebilmesi için 2013 yılı sonuna kadar kıst olarak hesaplanan kullanım hakkı ücretinin ödenmesi hâlinde kullanım hakkı tahsisi yapılacağının bildirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, imtiyaz sözleşmesinin imzalanması sırasında kullanımda bulunan numara, frekans gibi kaynaklar için ücret ödenmeyeceği, ancak bunlar dışında ek kaynak tahsisine ihtiyaç duyulması hâlinde bu ek kaynaklar için kullanım hakkı ücreti ödeneceği, davalı idarenin tek yanlı değişikliği ile frekans kullanım bedelinin ek kaynak tahsisi adı altında talep edilmesinin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu, imtiyaz sözleşmesinin imzalandığı 15/11/2005 tarihinden sonra yeni bir frekans tahsisi talep edilmediği, sadece imtiyaz sözleşmesinin imzalanması öncesinde ve sırasında şirketin kullanımında bulunan imtiyaz sözleşmesi ve Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği ile korunan frekansların kullanıldığı, 2006 yılında imzalanan ilgili protokol ile yalnızca ruhsatname ücreti ile telsiz kullanma ücretinin düzenlendiği, dava konusu işlemin radyo link sistemlerini de olumsuz yönde etkileyeceğinin dikkate alınmadığı, benzer mahiyetteki bir ihtilafta davacı şirketin konuya ilişkin herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığını ikrar eden davalı idarenin işbu dava konusu işlem ile aksi yönde hareket etmesinin açıkça çelişki olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 5809 sayılı Kanun'un 11. maddesinde işletmecilerin kullanım hakkı ücreti ödeme yükümlülüğü altında olduğunun ifade edildiği, Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği'nin Geçici 4. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine göre imtiyaz sözleşmesi ile yetkilendirilen işletmecilerin de ek kaynak tahsisine ihtiyaç duymaları hâlinde karşılığı ödenmek suretiyle kendilerine frekans tahsis edilebileceği, davacı şirkete tahsis edilen söz konusu frekansların imtiyaz sözleşmesi kapsamında tahsisli frekanslar olmadığı, bu frekansların davacı şirket tarafından … tarih ve … sayılı yazı ile tahsisi yapılması talep edilen frekanslar olduğu, tahsis edilen frekansların 31/12/2011 tarihine kadar kullanımına izin verildiği, kullanım hakkı ücretini sadece davacı şirketin değil frekans kullanmakta olan diğer işletmecilerin de ödediği, frekans kullanım hakkı ücreti ödenmesinin radyo link sistemlerini nasıl olumsuz yönde etkilediğinin anlaşılamadığı, benzer bir ihtilafta yapılan savunma ile mevcut durum arasında bir çelişkinin bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.