14. Hukuk Dairesi 2017/5568 E. , 2021/2392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2017 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 13.09.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi’nde kain 49 ada 37 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 ve 13 no’lu bağımsız bölümlerinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10.05.2011 tarihli, 2011/3325-6125 Esas-Karar sayılı ilamıyla onanmış, davalı vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
Davalı vekili, 18.07.2017 havale tarihli dilekçesiyle dosyanın karşı tarafının FETÖ ile içli dışlı ve bağlantılı olduğunu, kararı onamış olan Yargıtay başkan ve üyelerinden bir kısmının FETÖ/PDY mensubu olduğu gerekçesiyle soruşturma geçirdiğini, tutuklandığını, ihraç edildiğini, verilen kararın sübjektif ve taraflı olduğunu,müvekkilinin hakkının ihlal edildiği kararın ultra hızlı şekilde onandığını, kesinleşen kararın Türk yargısının bağımsızlığına ve tarafsızlığına aykırı olarak verildiğini, müvekkilinin adalete olan güveninin sarsıldığını ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 13.09.2017 tarihli ek kararla davalının yargılamanın iadesi talebine ilişkin dilekçesinde öne sürdüğü esasların HMK"nun 375. maddesinde belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden hiç birisini içermediği, yasada sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinin dosyada bulunmadığı, talebin yapılan ön incelemesi sonucunda HMK"nun 379/c maddesi uyarınca ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olmadığı, dolayısıyla yargılamanın iadesi talebinin kabule şayan bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin “Yeniden yargılama veya hükmün iptali” başlıklı 380. maddesi;
(1) İnceleme sonunda, dayanılan yargılamanın iadesi sebebi sabit görülürse, yeniden yargılama yapılarak ortaya çıkacak duruma göre verilmiş olan karar onanır veya kısmen yahut tamamen değiştirilir. Ancak, davacının açık veya zımni muvafakati olmaksızın vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması yahut 375. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendine dayalı olarak yargılamanın iadesi dilekçesi kabul olunursa, başka bir inceleme yapılmaksızın hüküm iptal edilir.
(2) Bu husus, iade yoluyla incelenmesi istenen hükmün bütün nüshalarında gösterilir” hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca; mahkemece ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebi sabit görülürse, yeniden yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacak duruma göre ilk kararın doğru olduğu sonucuna varılması halinde bu kararın onanmasına karar verilir. Verilmiş olan ilk kararın kısmen veya tamamen değiştirilmesi gerektiği sonucuna varılır ise, önceki kararı kısmen veya tamamen değiştirerek yeni bir karar verilmesi, yargılamanın iadesi talebinin kabul edilmesi halinde verilecek yeni hükmün de önceki kararın bütün nüshalarında belirtilmesi gerekir. Bu şekilde verilecek mahkemenin yeni kararı, daha önceki kararın bütün nüshalarında şerh olarak gösterilmek suretiyle, önceki kararın kullanılmaması sağlanmış olur. Yargılamanın iadesi davası sonucunda eski hükmün kısmen veya tamamen değiştirilmesine karar verilir ise bu karar, eski (asıl) hükmün yerine geçer, yani geçmişe etkilidir. Eski hüküm daha önce icra edilmişse, icra eski haline iade olunur (İİK m. 40 kıyasen).
6100 sayılı HMK"nin 374 vd. maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi, ayrı bir dava olarak açılır ve incelenir. Başka bir deyişle; dava, yargılamanın iadesi istenilen davanın devamı niteliğinde değildir.
6100 sayılı HMK’nin Geçici 3/2. maddesi ile kanun yollarına ilişkin olarak 1086 sayılı HUMK"nun 427 ile 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi talebi sebep ve koşulları hakkında HUMK"nun 445-454. maddeleri uygulanacaktır. Yargılamanın yenilenmesi istemi ayrı bir dava konusu olup; buna ilişkin dava dilekçesi hükmü veren mahkemeye verilir ve orada tetkik olunur. (HUMK mad. 448).
Diğer taraftan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 10 uncu maddesi; "İadei muhakemenin kabulü üzerine cereyan edecek davalar, yeni davalar gibi harca tabidir. İadei muhakeme talebinde bulunan neticede haklı çıkarsa evvelce alınan harç mahsup edilir." hükmünü içermektedir. Açıklanan bu madde hükmüne göre, yargılamanın iadesi davalarından başvurma harcı ile (davanın konusunun belli bir değeri içerip içermemesine göre) peşin karar ve ilam harcı alınmalıdır.
Bu itibarla talebin (yargılamanın yenilenmesi dilekçesinin) harcı yatırılarak ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmesi, diğer davalarda olduğu gibi HMK"nın 122 vd. maddelerindeki yargılama aşamalarına göre gerekli usuli işlemlerin yürütülmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 379. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler. Bu koşullardan biri eksik ise hakim davayı esasa girmeden reddeder.
Somut olayda, mahkemece; yargılamanın iadesi istenilen davanın esas ve karar numarası üzerinden verilen ek kararla yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi dilekçesi müstakil bir davanın dilekçesi olup Hukuk Muhakameleri Kanunu hükümleri uyarınca yeni bir davanın yargılama sürecine tabidir. Davacının mamelek hukukunu ilgilendiren bir davayı açması halinde Harçlar Kanunu uyarınca peşin harcı yatırması ve mahkemece de bu hususun re sen gözetilmesi gerekir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; öncelikle davanın önceki davadan bağımsız yeni bir esasa kaydedilmesi, eksik harcın tamamlanması, dilekçeler teatisi aşamasından sonra taraf delillerinin toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.