2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8116 Karar No: 2017/4825
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8116 Esas 2017/4825 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/8116 E. , 2017/4825 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir (TMK m.337). Bu yasal düzenlemeye göre, eldeki davada küçüklerin velayetinin davacı annede olduğu tartışmasızdır. Yasa gereği velayet kendisinde bulunan davacı annenin, 18.12.2003 doğumlu ortak çocuk Burak"ın velayeti için dava açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. O halde, mahkemece davanın, hukuki yararla ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, tensiple velayetin annede olduğunun tespitine karar verilip gerekçeli kararda bu taleple ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı, dava dilekçesinde davalının kendisine nikâh yapmadığı, küçük düşürdüğü ve bu nedenle yeniden evlenme şansı azaldığından bahisle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu istek Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklanmamaktadır. Genel hükümlere dayalı olarak istenen manevi tazminat yönünden Aile mahkemesi görevli değildir (4787 sayılı Kanunun 4. maddesi). Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. Davacının manevi tazminat isteği hakkında görev hususu da düşünülerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 4-Davacı, dava dilekçesinde davalının yanında bulunan ortak çocuk 03.06.2001 doğumlu Kader ile arasında kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. Davacının bu talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davacının, dava dilekçesinde kendi yanında bulunan ortak çocuk ... için iştirak nafakası talep ettiği halde bu konu hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2017(Çrş.)