8. Hukuk Dairesi 2014/27308 E. , 2015/3264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 26.03.2013 gün ve 320/113 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, vekil edenlerinin mirasbırakanı tarafından dava konusu 106 ada 177 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde yer alan 106 ada 84 parsel sayılı taşınmazın ½ sinin 1964 yılında, kalan ½ sinin ise 1988 yılında davalının kayınbabası ve eşinden satın alındığını, satın alındığında taşınmazın üzerinde bulunan evin bir kısmının bitişikte yer alan arazi üzerinde bulunduğunu, bitişikteki arazinin 106 ada 177 parsel numarası ile sınırlandırılarak ... Belediye Başkanlığı adına tescil edildiğini sonrasında davalıya satışının yapıldığını, davalının iyi niyetli olmadığını açıklayarak, 106 ada 177 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenecek yaklaşık 80 m2 lik kısmının tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın vekil edeninin eşinin babası tarafından 1944 yılından bu yana kullanıldığını, gizli veya usulsüz bir satın alma durumunun olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların davasının kabulü ile; Fen bilirkişileri ... ile ..."in 19/11/2012 tarihli krokili raporlarında A harfi ile belirttikleri 42.61 m2, B harfi ile belirttikleri 62.31 m2, C harfi ile belirttikleri 14.25 m2"lik kısımların davalıya ait ...Merkez ... ada, 177 nolu parselden tefriki ile bu kısımların iptal edilerek davacılar adına (kayıtlı ... ada, 84 parsel) tapudaki hisseleri oranında adlarına kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, Mahkemece; dosyada mevcut tüm belge ve beyanlar, teknik bilirkişilerin 19/11/2012 tarihli rapor ve krokileri bir bütün olarak değerlendirildiği açıklanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı, dava konusu 106 ada 177 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde yer alan dava dışı 106 ada 84 parseli tapuda, dava konusu parselde evin bulunduğu kısım ile beraber devraldığını, zilyetliği altında bulundurduğunu açıklayarak kısmen iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya içeriğinde mevcut davacılara ait 106 ada 84 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının incelenmesinde, ½ hissesinin 25.07.1967 tarihinde, kalan ½ hissesinin ise 23.08.1988 tarihinde yapılan satışlarla davacıların mirasbırakanına geçtiği, dava konusu 106 ada 177 parsel sayılı taşınmazın ise,
ilk kez 06.05.1985 tarihinde yapılan ihdas işlemi ile ... Belediye Başkanlığı adına tescil edildiği, 14.08.2008 tarihinde yapılan satış ile davalıya geçtiği anlaşılmıştır. Kural olarak davacıların mülkiyet hakkı tapuda satın aldıkları çaplı yerin kapsamı ile sınırlıdır. Davacı yan, tapuda satın aldığı önceki maliklerin dava hakkına dayandıklarını açıkça bildirmedikleri gibi, önceki maliklerin bu yönde açık beyanları da bulunmamaktadır. Bununla birlikte, davacıların dava konusu 106 ada 177 parsel sayılı taşınmazın nizalı kısmındaki zilyetliklerinin, dava dışı bitişikte yer alan aynı ada 84 parsel sayılı taşınmazda en erken çaplı olarak iktisap ettikleri 25.07.1967 tarihinden itibaren başlaması gereklidir. Yargıtay’ın ve Dairenin yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Bu durumda, davacıların, dava konusu taşınmazda ilk zilyetliklerinin başladığı 1967 tarihinden, dava konusu taşınmazın idari yoldan tapuya tescil edildiği 06.05.1985 tarihine kadar kazanmaya yeterli 20 yıllık zilyetlik sürelerinin dolduğundan bahsetmek mümkün değildir. Hal böyle olunca, açıklanan ilke ve kurallar nedeniyle davacının davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 360,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.