Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda suçlamayı ve dna izini kabul etmediğini ifade ettiği, olay yeri inceleme ekibince şikayetçinin işyerinde elde edilen dna izinin veri bankasında yapılan taraması sonucunda suça sürüklenen çocuğa ait olduğu bildirilmiş ise de dna izi veri tabanı sisteminde kayıtlı izin bir başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmış bir kişiye ait olma ihtimali gözetilerek suça sürüklenen çocuğun dna izi örneklerinin alınması ve olay yerinden elde edilen dna izleri ile uzman bilirkişiye karşılaştırmasının yaptırılarak suça sürüklenen çocuğa ait olup olmadığının araştırılıp, sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetlerine karar verilmesi, 2-Kabule göre de; Şikayetçinin kollukça alınan beyanında olay günü işyerinden miktarını bilmediği parasının çalınmış olduğunu beyan etmiş olması karşısında öncelikle tereddüte mahal bırakmayacak bir şekilde şikayetçiye bu husus yeniden sorularak sonucuna göre çalınan paranın miktarının tespit edilememiş olması halinde lehe yorum ile çalınan para değeri az kabul edilmek suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 22/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.