14. Hukuk Dairesi 2016/17982 E. , 2018/2251 K.
"İçtihat Metni".....
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 07.04.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken malik oldukları 4 adet taşınmazdaki ortaklığın rızaen taksim mümkün olmadığından satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında, paydaşların tamamı arasında 03.06.2010 tarihli bir protokol tanzim edilerek mahkemeye sunulmuş; taraflar bu protokol uyarınca aralarında anlaştıklarını belirterek taşınmazların bu protokole göre paylaştırılmasını talep etmiş; mahkemece, protokolde belirtildiği şekilde taksim krokisinin hazırlanması için görevlendirilen harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen ifraz krokisi uyarınca aynen taksimin mümkün olup olmadığı .... Belediyesinden sorulmuş; İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün cevabi yazısında, sadece 4644 ada 1 parsel sayılı taşınmazın taksim krokisine göre aynen taksiminin mümkün olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 344 ada 30 ve 35 parsel sayılı taşınmazlardan davacının hissesinin çıkarılarak 6 eşit hisse oranında davalılar adına tesciline; 4646 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacıya verilmesine, buna karşılık davacı tarafından diğer hissedarlara toplam 70.000 TL ödenmesine; 4644 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise aynen taksim suretiyle ortaklığının giderilmesine dair verilen kararın davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 16.05.2011 tarihli 2011/1372 Esas 2011/6390 Karar sayılı ilamıyla özetle; mahkemece, uyuşmazlığın tarafların imzasını taşıyan 10.06.2010 hakim havale tarihli protokole göre çözümlendiği, ancak protokol hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup dava konusu 4644 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmiş ise de onay makamı olan Belediye Encümeninin aynen taksimin mümkün olduğuna ilişkin kararının bulunmadığı; mahkemece, ..... ve .... Müdürlüğünün ifrazın mümkün olduğuna dair yazısı ile yetinilerek anılan taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafa keşif masraflarını yatırması için verilen kesin süreye rağmen masrafların yatırılmadığı gibi davacı vekilinin karar celsesinde açıkça müvekkilinin keşif masraflarını yatırmak istemediğini beyan ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı asil temyiz etmiştir.
Somut olayda, dava konusu 344 ada 30 ve 35 parsel sayılı taşınmazların 25.04.2014 tarihli imar uygulaması sonucu ifraz edilerek kapatıldıkları dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, ifrazen oluşan parsellerin tapu kayıtları getirilmeden hüküm kurulmuş olup ifrazen oluşan parsellerin güncel tapu kayıtları getirtilerek yeni parsellerdeki pay ve paydaş durumu itibariyle değerlendirme yapılması ve bu parsellerin aynen taksiminin mümkün olup olmadığının araştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu 4646 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 10.07.2012 tarihli imar uygulaması sonucu 6877 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu ve taraflar dışında .... Belediyesinin de paydaş hale geldiği, ancak mahkemece oluşan bu yeni parsel yönünden aynen taksimin mümkün olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanısıra, dava konusu 4644 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 05.03.2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre aynen taksiminin mümkün olduğu belirtilmesine rağmen aynı tarihli inşaat bilirkişisi raporu ve 01.04.2014 tarihli ek raporuna göre anılan taşınmazın revizyon imar uygulaması sırasında imar adalarında değişiklik olduğundan parselasyon uygulamasının yapılması gerektiği, mevcut durumda aynen taksiminin mümkün olmadığı belirtildiğinden bahsi geçen bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla bu çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dava konusu bu taşınmazlar yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
Ayrıca, davacı, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istediğini, aynen taksim istemediğini belirterek keşif masraflarını yatırmayı kabul etmediğini bildirmiş olup keşif masrafının aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesini isteyen taraflardan karşılanmasının istenmesi, yatırıldığı taktirde keşfin yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.