19. Hukuk Dairesi 2017/946 E. , 2017/6874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 09/06/2009 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeler gereğince üstlenmiş olduğu tüm edimleri tam ve eksiksiz olarak süresinde yerine getirmesine rağmen sözleşmelerde kararlaştırılan 30/06/2011 tarihinde taşınmazların teslim edilmediğini, tüm yazılı ve sözlü uyarıların sonuçsuz kaldığını, teslimin 1,5 yıla yakın bir süre geciktirildiğini, sözleşmelere konu taşınmazların 18/01/2013 tarihinde iki ayrı tutanakla teslim alındığını, teslim tutanaklarında gecikme cezası alacaklarına ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, taşınmazların geç teslim edilmesi nedeniyle davacı şirketin sözleşme hükümleri gereğince gecikme cezası alacağının doğduğunu, taleplerine rağmen davalının alacaklarını ödemediğini iddia ederek, 520.308 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, satışı yapılan bölümlerin taahhüt edildiği şekilde 01/11/2011 tarihinde teslime hazır hale getirildiğini, teslime davet yazılarını davacıya tebliğ etmesine karşın davacının şirketlerine gönderdiği hiçbir eksiklik veya ayıp imalat tutanağı bulunmamasına karşın konutlarını teslim almaktan imtina ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin konutu teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bir konutta teslime engel olmayan ayıplı imalatlar nedeniyle davacının her iki konutu da teslim almaktan imtina edip, temerrüde düştüğünü, konutların fiili teslimi ile hukuki tesliminin birbirinden ayrı kavramlar olduğunu, 05/11/2012 tarihli “Tapu Teslimlerine Başlıyoruz.”başlıklı yazının davacı iddiasının aksine fiili teslimin gerçekleşmiş olduğunun göstergesi olduğunu, süresinde bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bağımsız bölümlere ilişkin faturalar davacıya 29/11/2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen fatura muhteviyatına itiraz edilmemesinin konutu teslim almış olduğunun delili olduğunu, gecikme nedeniyle ceza ve tazminat istenebilmesi için teslimde ihtirazi kayıt konulması gerekirken, davacının konutlarını teslim almaktan imtina etmesi ve teslim anında herhangi bir cezai şart hakkını saklı tutmamış olması nedeniyle tazminat talep edemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan bir gecikme ve temerrütlerinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında sözleşme gereği dairelerin 30/06/2011 tarihinde teslim edilmesi gerektiği ancak sözleşmenin 4. maddesinin 3. bendi uyarınca sözleşmedeki teslim tarihine 150 iş günü ilave edildiğinde teslim tarihi olarak 06/02/2012 tarihinin belirlendiği, dava konusu dairelerin sözleşme ve eki teknik şartnameye uygun olarak tam ve eksiksiz olarak 18/01/2013 tarihli tutanakla davacının teslim aldığı, 18/01/2013 tarihli bu tutanakların teslime esas alınması gerektiği, alınan dairelere elektrik, su, doğalgaz ve benzeri abonelikler tesis edilse bile bu durumun dairelerin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini ispatlamayacağı, bu durumda gecikme süresinin 11 ay 17 gün olup, sözleşmeler gereği dava konusu dairelerin geç tesliminden kaynaklanan ve davacının talep edebileceği gecikme cezası tutarının toplam 443.604,80 TL olup, bu miktarın temerrüt tarihi olan 17/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.