Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5680
Karar No: 2019/10322

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5680 Esas 2019/10322 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5680 E.  ,  2019/10322 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı-k.davalı ... Yapı Gayrimenkul İnşaat San. ve Tic.A.Ş. ile davalı-k.davacı ... Gayrimenkul Yönetim Geliştirme San. ve Tic. A.Ş. aralarındaki alacak davasına dair İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 21/12/2017 tarihli ve 2014/710 -2017/1297 sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 25/06/2019 tarihli ve 2019/661 E.-2019/5775 K.sayılı ilama karşı davalı-k.davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı-karşı davalı; taraflar arasında 01.03.2007 tarihli kira sözleşmesi ile davalı tarafından kiralanan taşınmazın, bakımsız olarak teslim edildiğini, Beyoğlu 35.Noterliğinin 15.08.2008 tarih ve 42611 yevmiye no.lu ihbarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini ve taşınmazın, 30.09.2008 tarihinde tahliye edildiğini, taşınmazda faydalı tamirat ve tadilatlar yaptırdığını, bu tamirat ve tadilatlar sonucunda taşınmazın ekonomik değerinin arttığını, tahliye sonrasında taşınmazda kalan menkul eşyaların iadesi için davalıya gönderilen noter ihtarına rağmen davalının menkul eşyaları iade etmediği gibi bedellerini de ödemediğini belirterek, taşınmaza yapılan faydalı masrafların bedeli 156.735,39 TL ile mecurda bulunan ve mülkiyeti kendilerine ait menkullerin aynen iadesine, aksi halde bedeli karşılığı 331.853,41 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı; davanın haksız olduğunu belirterek asıl davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak; davacının kira sözleşmesinin sona erdiği 15.11.2008 tarihine kadar ödenmemiş olan 2008 yılı Kasım ayı 15 günlük kira bedeli 3.940,67 Euro+KDV (8.132,75 TL+KDV) ve yine 2008 yılı Kasım ayı 15 günlük aidat bedeli 1.946 TL"nin ödenmediğini, ayrıca sözleşmenin sona erdiği 15.11.2008 tarihinden fiili tahliye anına kadar geçecek süre için aylık 11.500 Euro"dan az olmamak üzere ecrimisil bedeli ödemesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin haklar ve diğer haklar saklı tutularak, şimdilik 15.000 Euro (30.957 TL) ecrimisil bedelinin dava tarihi itibarıyla harca esas değeri tutarındaki kısmının 3095 Sayılı Kanunun 2/11 maddesi gereği işleyecek olan avans faiziyle birlikte davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, asıl dava yönünden tamirat ve tadilat bedellerinin kısmen tahsiline, menkul malların aynen iadesine, karşılık davanın kabulü ile kira, aidat alacağı ve ecrimisil alacağının tahsiline karar verilmiş hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/1645 Esas 2013/13955 Karar sayılı ve 21.10.2013 tarihli kararı ile; karşı davaya ve asıl davadaki faydalı masraflara ilişkin kurulan hüküm yönünden temyiz itirazlarının reddine, asıl davadaki menkul malların iadesine ilişkin kurulan hüküm yönünden ise, "Mahkemece istenilen menkul eşyanın neler olduğunun cins, nitelik, miktar ve değer yönünden açıklattırılması gerekir. Kabule görede gerek tefhim edilen ve tutanakla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük yaratmayacak şekilde belirtilmesi gerekir." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş ve karşı dava ve asıl davadaki faydalı masraflara ilişkin hüküm kurulmadan "davalıya ait kiralananda bulunan, davacıya ait, 11/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda yazılı malların davacı karşı davalıya aynen iadesine," yönelik kurulan hükmün davalı/karşı davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.06.2019 tarih, 2019/661 Esas, 2019/5775 Karar sayılı ilamı ile sair temyiz itirazları reddedilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik hükmün bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine davalı/karşı davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    6100 sayılı HMK"nın 297/1. maddesinde hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı, 297/2. maddesinde de; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün, hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. (Hukuk Genel Kurulunun 10.9.1991 tarihli ve 281-415 ve 25.9.1991 tarihli ve 355-440 sayılı kararları)
    Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Olayımızda bir asıl dava bir de karşı dava bulunmakta olup, Mahkeme tarafından oluşturulan gerekçe; aydınlatıcı ve yeterli değildir. Yukarıda açıklandığı üzere Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunlu olup buna göre Mahkemece; asıl ve karşı davaya yönelik ayrı ayrı ve ayrıntılı gerekçe ile hüküm kurularak sonucuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Mahkeme kararının ilk bozma gerekçesi yanında yukarıda açıklanan bu gerekçeyle de bozulması gerekmekte olup, bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.06.2019 tarih, 2019/661 Esas, 2019/5775 Karar sayılı bozma ilamına ilave olarak mahkeme kararının yukarıdaki açıklanan gerekçe ile de BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19/12/2019 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi