Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/2913
Karar No: 2022/2452
Karar Tarihi: 27.04.2022

Danıştay 10. Daire 2017/2913 Esas 2022/2452 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/2913 E.  ,  2022/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/2913
    Karar No : 2022/2452

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile Dairemize gönderilen Kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ... Daire Başkanlığının ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, rahatsızlığına rağmen askeri faaliyet yaptırıldığı ve
    hastaneye sevk edilmediği ileri sürülerek 100.000,00 TL maddi ile 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ... Daire Başkanlığınca; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile tıbbi bilirkişilerin, “uyum bozukluğunun, bir ya da birden çok zorlamanın ortaya çıkarttığı bir durum olarak düşünüldüğü, zorlayıcı yaşam olaylarının kişilerde çok çeşit ve şiddette duygusal ve davranışsal belirtilerinin ortaya
    çıkabildiği, uyum bozukluğunun bireysel yatkınlığı olan kişilerde zorlayıcı yaşam olayları
    karşısında gelişen bir ruhsal bozukluk olduğu, akut durumlarda zorlanma yaratan etkenin
    başlangıcından sonraki üç ay içinde, duygusal ya da davranışsal belirtilerin geliştiği, davacının askerliğin başlangıcından itibaren askerliğe uyumu, beklenen görevleri yapmasını
    güçleştirebilecek düzeyde disk hernisi (bel fıtığı) belirtileri gösterdiği, uygun tedavi
    girişimlerine rağmen yanıt alınamadığı, sonuçta ameliyat edildiği, bundan çok kısa bir süre
    sonra da mide ameliyatı geçirdiği, bunları takiben de uyum bozukluğu belirtilerinin belirgin
    olarak ortaya çıktığı, uyum bozukluğu için iki kez hastaneye yatırılarak tedavi girişiminde
    bulunulduğu, ancak belirtilerin devam ettiği, yine davacının askerlik öncesi döneminde uyum
    bozukluğuna yatkınlık oluşturan kişilik özellikleri yanı sıra ailevi ve sosyal sorunlarının da
    bulunduğuna işaret eden tıbbi anamnez bilgilerinin mevcut olduğu, bunlara dayanarak, davacının kendi bireysel yatkınlığı, ailevi ve sosyal sorunları, tıbbi rahatsızlıkları gibi birçok
    nedene bağlı olarak askerlik ortamının gerektirdiği disiplin, sorumluluk ve görevlere uyum
    sağlamakta zorluk yaşadığı, bu sebeple uyum bozukluğunun geliştiği, uygun tedavi
    girişimlerine yanıt alınamadığı, davacının askerlik yaşamında ruhsal travmaya maruz
    kaldığına ilişkin bir belge ya da bilgi izlenmediği, uyum bozukluğunun bireysel yatkınlığı olan kişilerde zorlayıcı yaşam olayları karşısında gelişen bir ruhsal bozukluk olduğu, gelişiminde
    bünyesel ve dış faktörlerin birlikte etki ettiği, davacıda uyum bozukluğu gelişiminde askerlik
    yaşantısının sebep ve tesirinin bulunmadığı, davacının askerliğe elverişsiz hale gelmesine
    sebep olan uyum bozukluğu hususunda idari mercilerin ve sağlık hizmeti veren birimlerin
    teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinde herhangi bir hata, gecikme ve eksiklik bulunmadığı,
    davacının askerliği süresince ortaya çıkan fiziksel rahatsızlıklarının askerliğe uyumunu
    güçleştiren önemli bir etken olarak göründüğünü, bu nedenle rahatsızlığının askerlik
    öncesinde bulunmadığı, askerlik başlangıcında ya da askere alınışı sırasında tespit etme
    imkanının olmadığı,” şeklindeki tıbbi kanaat raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacıdaki
    rahatsızlığın doğrudan askerlikle ilişkili bir durum olmadığı, zorlayıcı yaşam olaylarının kişilerde çok çeşit ve şiddette duygusal ve davranışsal belirtilerinin ortaya çıkabildiği, uyum
    bozukluğunun tespit edilebilmesi için ortam değişikliğinin olması ve kişinin bu ortama uyum
    sağlayamamasının gerektiği, davacının askerlik safahatı, geçirmiş olduğu ameliyatlar ve
    almış olduğu istirahatlar göz önüne alındığında rahatsızlığının askerlik hizmetinden
    kaynaklanmadığı, askerlik hizmetine alınmadan da bu rahatsızlığının olup olmadığının
    tespitinin mümkün olmadığı, tedavilerinde herhangi bir yanlışlık, gecikme veya eksiklik bulunmadığı, davacının rahatsızlığından dolayı davalı idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, askerlik hizmeti boyunca günden güne sağlığının bozulduğu, askerliğe elverişli olmadığının tespitinin bir yıla yakın bir sürede anlaşılabildiği, salt bu durumun dahi sağlık hizmetlerindeki gecikmenin en açık delili olduğu, tüm sağlık problemlerinin sebebinin askerlik sürecinde askerlik hizmetinden kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklar olduğu, maddi ve manevi zararının karşılanması gerektiği, reddedilen maddi tazminat nedeniyle idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı ileri sürülmektedir.

    KARIŞ TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:
    A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddi Yönünden İncelenmesi:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekalet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
    21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise " (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi'nce, davanın maddi ve manevi tazminat istemi yönünden reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 10.750,00 TL, manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu olarak hesaplanan 1.800,00 TL, olmak üzere toplam 12.550,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
    Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, davanın kısmen kabul kısmen ret veya tümden retle sonuçlandığı durumlarda kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
    Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
    Esasen davalı tarafın bu dava kapsamında, iki tazminat konusu yönünden farklı bir hukuki değerlendirme yapması da söz konusu değildir.
    Bu durumda Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Tarifenin 10 ve 13'üncü maddeleri dikkate alınarak hesap edilen 12.550,00 TL (ONİKİBİNBEŞYÜZELLİ TÜRK LİRASI) (maddi tazminat için 10.750,00 TL., manevi tazminat için maktu 1.800,00 TL olmak üzere) avukatlık ücretinin davacıdan alınarak DAVALI İDAREYE VERİLMESİNE" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu olarak belirlenen reddedilen maddi tazminat için 1.800,00 TL ve reddedilen manevi tazminat için 1.800,00 TL olmak üzere toplam 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının, reddedilen maddi tazminat yönünden aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin KABULÜNE, diğer temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2. Davanın reddine ilişkin (... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... ) Kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ... Daire Başkanlığının ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Tarifenin 10 ve 13'üncü maddeleri dikkate alınarak hesap edilen 12.550,00 TL (ONİKİBİNBEŞYÜZELLİ TÜRK LİRASI) (maddi tazminat için 10.750,00 TL., manevi tazminat için maktu 1.800,00 TL olmak üzere) avukatlık ücretinin davacıdan alınarak DAVALI İDAREYE VERİLMESİNE" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu olarak belirlenen reddedilen maddi tazminat için 1.800,00 TL ve reddedilen manevi tazminat için 1.800,00 TL olmak üzere toplam 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. Dosyanın, davanın görüm ve çözümünde yetkili olan ... İDARE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE; kararın ... İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Reddedilen maddi tazminat miktarına ilişkin olarak, davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi