15. Ceza Dairesi 2020/10401 E. , 2021/2766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 62/1, 52/2-4, 58/6-7 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre, kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, O yer Cumhuriyet savcısının istinaf dilekçesinin temyiz talebi niteliğinde olduğu gözetilerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10.04.2007 tarih ve 2007/8-78 Esas ve 2007/85 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, 5271 sayılı CMK"nın 331/4 maddesi kapsamında, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, tebligat adli tatilden önce yapılmış ve sürenin sonu adli tatil içine denk geliyorsa, temyiz süresinin, adli tatilin bitiminden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı dikkate alınarak, O yer Cumhuriyet savcısının yokluğunda verilen hükmün, 1412 sayılı CMUK"nın 310/3. maddesinde belirlenen bir aylık temyiz süresinin son günü olan 02/08/2019 tarihinin adli tatil içinde olduğu, O yer Cumhuriyet savcısın hükmü 28/08/2019 tarihinde temyiz ettiği, bu nedenle temyiz isteminin süresinde olduğu ve sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan ""Basit güveni kötüye kullanma"" suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının ""altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası""na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesine göre, ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasına ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile ""01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan ""... basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece ""kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı"" verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK"da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK"nın 251/3. maddesinde ""Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir"" şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nın 7. ve CMK"nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın "" Basit Yargılama Usulü"" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 11/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.