Esas No: 2021/2033
Karar No: 2022/5594
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/2033 Esas 2022/5594 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi sonucu uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş fakat karar taraflarca temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıtlardan dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ve değer biçmeye ilişkin Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ancak bilirkişi raporu bu yönteme uyulmadan hazırlandığı için hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle taraflara benzer yüzölçümlü satışların bildirilmesi ve emsal alınacak taşınmazların kadastro parselleri olup olmadığının ilgili kurumlardan sorulması gereklidir. Ayrıca dava konusu taşınmazın vergi değerleri ve satış akit tablosunun belirlenmesi, emsal taşınmazların satış tarihi ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihi yerine iptal kararının kesinleştiği tarihin alınması gerektiği belirtilmiştir. Karar, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi ve Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarına ilişkin 11. maddesi uyarınca verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; Pendik İlçesi, Ballıca Köyü'nde bulunan 239, 240 ve 241 parsel sayılı taşınmazlar davacı adına kayıtlı iken, Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/580 Esas - 2010/340 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda, taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verildiği, kararın 02.11.2011 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 09.10.2012 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1- Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. 4271 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan davalarda değer biçmeye ilişkin hükümler kıyasen uygulanan Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan piyasa araştırmasından söz edilerek soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Dava konusu taşınmaza 02.11.2011 tarihi esas alınarak değer biçildiği ve bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.