Esas No: 2021/9790
Karar No: 2022/5202
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 6. Daire 2021/9790 Esas 2022/5202 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/9790 E. , 2022/5202 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9790
Karar No : 2022/5202
DAVACI : …Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi, ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği'nin talimatlandırılması yönündeki …tarih ve …sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu işlem ile Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin yapı denetim süreçlerindeki görevleri sonlandırılarak Anayasa ve uluslararası metinlerle güvence altına alınan çalışma hakkının sınırlandırıldığı, kişilerin yapı denetim süreçlerindeki görevlerini sona erdiren işlem, doğrudan kişiler üzerinde sonuç doğuran bireysel bir işlem olduğu ve bireysel işlemin ilgili kişilere tebliğ edilmesi gerektiği, Anayasa'nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı yargısal yollara başvurunun tebliğ ile başlayacağının belirtildiği, bunlar göz önüne alındığında bireysel işlemin yapı denetim kuruluşlarına gönderilen mesaj ile iletilmesinin, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan dava açma, mahkemeye erişim hakkı ve hak arama hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğu, dava konusu işlem ile; ilgililerin kamu dışında da mesleki faaliyette bulunmalarına engel olunduğu ve çalışma hayatından dışlanarak işsizliğe mahkum edildiği, diğer kişiler karşısında ayrımcılığa uğramama hakkının, eşitler arası eşitsizlik yaratılarak eşitlik ilkesinin de ihlal edildiği, ilgililerin özel hukuk tüzel kişileri tarafından da istihdam edilmelerinin engellendiği, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi kapsamında ayrımcılığa uğramama hakkına müdahale olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle, usule ilişkin olarak; davanın süresinde açılıp açılmadığının resen araştırılarak süre yönünden bir karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise; 668, 669, 670 ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamelerin 2. maddesinin 2. fıkrası, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 2. fıkrası, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin 3. fıkrası ile 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 3. fıkrası ve 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin 2. fıkrasında getirilen düzenlemelerin 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatı uyarınca yapı denetim faaliyetini yürüten mimar ve mühendisler için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce yapılan değerlendirmede; "1-Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve kamu görevinden yasaklananların: özel sektörde mesleklerini icra etmelerinin mümkün olduğu, ancak istihdam edilecekleri alanın ilgili mevzuatları uyarınca KHK'de yasaklanan "dolaylı da olsa kamu hizmeti" kapsamında değerlendirilmesi halinde ilgililerin bu işte görev yapamayacakları, 2- KHK listesinde olmadıkları halde haklarında soruşturma başlatılmış denetçi mimar ve mühendislerin haklarında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmaması veya özel kanunlarından kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti de doğmaması halinde, denetim görevlerini ifa etmeye devam edebilecekleri, 3- Soruşturma kapsamında gözaltına alınmış veya tutuklanmış olmaları durumunda ortağı bulundukları veya müdürlüğünü yürüttükleri şirketler bakımından, bu şirketlerin ayrı bir tüzel kişiliği bulunması ve bu şirketler yönünden herhangi bir koruma tedbirine hükmedilmemesi haklinde bu kuruluşların faaliyetlerine devam edebilecekleri" mütalaa edildiği, doktrindeki görüşler, Anayasa Mahkemesi kararındaki belirlemeler ve 4708 sayılı Kanunun genel gerekçesinde yer alan ifadelerden yapı denetim faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıdığı, yapı denetim faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıması sebebiyle de dava konusu Bakanlık Oluru ile Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi, ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliğinin talimatlandırılması yönünde işlem tesis edildiği ve tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'İN DÜŞÜNCESİ : Dava, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından; olağanüstü hal döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis olunan …tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan bazı kişilerin kamu görevinden çıkarılmalarına ilişkin 668 sayılı OHAL KHK'sının 4. maddesinin 2. fıkrasında, bu KHK gereğince kamu görevinden çıkarılan kişiler hakkında, “… bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler …” kuralına yer verilmiştir. Belirtilen yasaklamanın benzer amaçla yayımlanan 669, 670, 672 sayılı KHK'ların 2. maddelerinin 2. fıkralarında ve 675, 677, 679, 683, 686, 689, 692, 693, 695, 697, 701 sayılı KHK'ların 1. maddelerinin 2. fıkralarında da aynen yer aldığı görülmektedir.
Söz konusu hükümlerin, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılmasını gerektirip gerektirmediği ve bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına engel teşkil edip etmediği hususu bakılan uyuşmazlığın esasını teşkil etmekte olup, konuya açıklık kazandırılabilmesi için, belirtilen görevlerin doğrudan veya dolaylı olarak kamu hizmeti mahiyetinde olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının "... can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek..." olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde ise, "Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir." kuralına yer verilmek suretiyle yapı denetim kuruluşlarının görev alanı düzenlenmiştir.
4708 sayılı Yasa incelendiğinde, yapı denetim kuruluşlarının kamu gücü kullanmadan teknik inceleme yapmak ve bu konuda ilgili yerlere rapor, görüş ve bilgi vermekle görevli, merkezi yönetimden aldıkları izin belgesiyle faaliyet gösteren ve bu faaliyetleri merkezi yönetim tarafından denetlenen özel hizmet birimleri oldukları; bu kuruluşlara imar kolluğu faaliyetleri içinde yer alan yapı ruhsatı verme, vermeme ya da yapıyı durdurma, yıkma yetkisi verilmediği; yani yapı denetim kuruluşlarınca görülen hizmetlerin Devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu asli ve sürekli görevler arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapı denetim kuruluşlarının faaliyetlerinin "doğrudan kamu hizmeti" niteliğinde olmadığı açık olmakla birlikte, görev alanları kapsamında üstlendikleri gözetim ve denetim faaliyetlerinin bu konuda yetkili bulunan kamu kuruluşlarının hizmetlerini doğrudan destekler mahiyette olması, kamusal yarar gözetilerek yapılması ve ilgili kamu kuruluşlarının sıkı denetimi altında yürütülmesi nedeniyle "dolaylı kamu hizmeti" kapsamına girdiği açıktır.
Belirtilen durum karşısında, üslendikleri "yapı denetimi" faaliyetleri nedeniyle "dolaylı kamu hizmeti" gördükleri anlaşılan yapı denetim kuruluşlarında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı olanların, bu kuruluşların ortak ve müdürleri ile halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin, daha önce yürütmekte oldukları görevlerine OHAL KHK'ları gereğince son verilmesi halinde yapı denetim faaliyeti yapmalarına da izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis olunan dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesinin 16/09/2021 tarihli, E:2018/4822, K:2021/2580 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosyada, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi, ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği'nin talimatlandırılması yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis edilen …tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin 2. fıkrasında, bu KHK gereğince kamu görevinden çıkarılan kişiler hakkında, “… bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler …” kuralına yer verilmiştir. Belirtilen yasaklamalar, benzer amaçla yayımlanan 669, 670, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde de yer almıştır.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin 1. maddesinde; "(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın, rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler..." hükmüne yer verilmiştir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un "Amaç, kapsam ve tanımlar" başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." denilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (ı) bendinde, "Yapı denetim kuruluşu: Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yapan, ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişiyi," ve (l) bendinde, "Denetçi mimar ve mühendis: İlgili mühendis ve mimar meslek odalarına üyeliği devam eden ve Bakanlıkça denetçi belgesi verilmiş mühendis ve mimarları, ifade eder." şeklinde tanımlanmış; "Yapı denetim kuruluşları ve görevleri" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez." hükmüne yer verilmiş; "Sorumluluklar ve yapılamayacak işler" başlıklı 3. maddesinin birinci ve son fıkralarında, bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşlarının imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstleneceği, yapı denetim kuruluşu denetim faaliyeti dışında başka ticarî faaliyette bulunamayacağı ve bu kuruluşun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti süresince başkaca meslekî ve inşaat işleri ile ilgili ticarî faaliyette bulunmalarının yasak olduğu hükme bağlanmış; "Bakanlığın denetim yetkisi" başlıklı 10. maddesinde, Bakanlığın, bu Kanunun uygulanmasında yapı denetim kuruluşlarının işlem ve faaliyetlerini denetleme yetkisine sahip olduğuna işaret edilmiştir.
05.02.2008 tarihli ve 26778 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin 5. maddesinde "yapı denetim kuruluşunun görev ve sorumlulukları" 6. maddesinde "denetçi ve yardımcı kontrol elemanının görev ve sorumlulukları" 14. maddesinde ise "yapı denetim kuruluşunda ve laboratuvarda görev alacak teknik personelin deneyim ve nitelikleri" düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden: Davalı idarenin dava açma süresine yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden: Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamelerin yukarıda bahsedilen hükümlerinin, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılmasını gerektirip gerektirmediği ve bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına engel teşkil edip etmediği hususu bakılan uyuşmazlığın esasını teşkil etmekte olup, konuya açıklık kazandırılabilmesi için, belirtilen görevlerin kamu hizmeti mahiyetinde olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun genel gerekçesinde; 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde yaşanan depremler sonrasında meydana gelen can ve mal kayıplarının, denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararları bütün açıklığı ile gözler önüne serdiği, ülkemizde yerleşme ve yapılaşmalara, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri ile getirilen denetime ilgili idarelerce uyulmadığı, yapılan araştırmalarda, proje denetimi aşamasında dahi projelerin %9'unda tasarım, hesap ve çizim hataları olduğu, uygulamanın ise hiç denetlenmediği ve şantiyelerin % 90'nında yönetmelik ve standartlara aykırı beton döküldüğü ve beton mukavemet değerlerinin projesinde öngörülenden ortalama olarak %40 daha az olduğunun tespit edildiği, bu araştırmalar ve yaşanan son depremlerin, 3194 sayılı Kanun'da yapım işlerinde rol alan teknik uygulama sorumlusunun (fenni mesul); yapı projelerini ve uygulamalarını denetlemekle sorumlu olan belediyeler ve valiliklerin; uygulamayı hiç denetleyemediklerini ortaya koyduğunu, ülkemizdeki yapı denetim sistemi ve yapım aşamasında görev alan fenni mesullerin sorumluluklarını yeniden düzenlemek ve kağıt üzerinde denetlenmiş gibi görülen, ancak hemen hemen hiç denetlenmeyen yapıların teknik uygulama sorumlusu fenni mesullere verilecek cezalar ile ilgili yeni bir kanuni düzenleme getirmek zorunluluğu olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yapı denetimi sisteminin; denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararların önlenmesi, imar mevzuatı kapsamında denetim ve uygulama sorumluluğu bulunan kişi ve idarelerin görevlerini yerine getirmedeki eksiklik ve aksaklıklardan kaynaklanan ve özellikle yaşanan depremler sonrasında meydana gelen can ve mal kayıpları, denetimsiz yerleşme ve yapılaşmaların yol açabilecekleri zararların önlenmesi, can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması ve kamusal bir ihtiyacın karşılanması amacıyla getirildiği, "ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişi" olarak tanımlanan yapı denetim kuruluşlarının, Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yaptığı ve bu Kanunun uygulanmasında imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlendiği, bu nedenle, idarenin gözetim ve denetimi altında yürütülen yapı denetimi faaliyetinin, kuruluş ve işleyişi bakımından kamu hizmeti niteliği taşıdığı ve denetçi belgesi verilmiş mühendis ve mimarların da kamu hizmeti yürüttüğü sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacının iddiaları, davalının savunması ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenip değerlendirilmesinden; yapı denetimi faaliyetlerinin idarenin gözetim ve denetimi altında yürütülmesi, idarenin bu yetkisi çerçevesinde yapı denetim kuruluşları, kuruluş ortakları ve denetçi mimar ve mühendisler hakkında yaptırım uygulayabilmesi, yapı denetim faaliyetinin kamu düzenini sağlamaya yönelik bir hizmet olması ve Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirilen "kamu görevinden ihraç edilenlerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceğine" ilişkin tedbirin, yapı denetimi faaliyetinin önem ve özelliği, kamu hizmeti niteliği birlikte değerlendirildiğinde, Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekinde bulunan listelerde isimleri yer alan ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kapsamında; denetçi mimar ve mühendis, kontrol elemanı, yardımcı kontrol elemanı, yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar kuruluşu ortakları ile şirket müdürlerinin ve halihazırda yapı denetim faaliyeti içinde belirtilen türde görev yapmakta olan kişilerin görevlerinin sonlandırılması ve söz konusu listelerde yer alan kişilerin bundan sonra da denetim faaliyeti yapmalarına izin verilmemesi, ayrıca bu yönde yapılacak başvuruların da reddedilmesi, ayrıca bu hususa ilişkin olarak 81 İl Valiliği'nin talimatlandırılması yönünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.