14. Hukuk Dairesi 2016/217 E. , 2018/2213 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.04.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 101 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, bu taşınmaz üzerinde davacının ev, ahır ve samanlık ile tek katlı küçük deprem evi bulunduğunu, davalının davacı taşınmazına komşu taşınmazlarda maden ocağı işlettiğini, davalının maden ocağını işletme kurallarına aykırı ve davacının taşınmazına zarar verecek şekilde çalıştırdığını, ruhsatlı taş ocağını davacının taşınmazına kadar genişlettiğini, maden ocağındaki patlatma işlemlerinin belirlenen saatler içerisinde kolluk kuvvetleri nezaretinde yapılması gerekirken belirlenen saatler dışında ve kolluk nezareti olmaksızın yetkisiz personele yaptırıldığını, bu nedenle davacının maddi manevi zarar görme ihtimali bulunduğunu, toprak kayması ve can kaybı oluşabileceğini, arazinin ruhsata, ilim ve fen ile hukuka aykırı şekilde derin kazılması nedeniyle çukurların oluştuğunu, bölgenin heyelan bölgesi olduğunu davacı taşınmazının davalının eylemi nedeniyle zarar gördüğünü ve evinde çatlaklar oluştuğunu, gürültü ve sarsıntı sebebiyle korku ve panik yaşadığını belirterek, davalının müdahalesinin tespiti ile önlenmesine, davacı zararının tespitine, davalının aşırı kullanımının oluşturduğu tahribatın gerekli önlemler alınarak eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacının davalı şirketi birçok kez şikayet ettiğini ancak herhangi bir kusur tespit edilemediğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacıya ait evin deprem öncesi yapılan eski bir ev olması nedeniyle hasar gördüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı taşınmazına herhangi bir müdahalenin olmadığı ve bir zararında meydana gelmediği, henüz gerçekleşmeyen bir zarar hakkında elatmanın önlenmesi ve zararın giderilmesini hukuki anlamda mümkün bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırılıktan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, keşif sonucu düzenlenen rapor ve krokilere göre 101 ada 32, 33, 34, 54, 55, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazların davalı ve dava dışı kişiye ait olup maden işletme sahası içerisinde kaldığı maden işletmesinin ....tarafından yapıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden, özellikle Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karardan anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın şirkete karşı açılması gerektiği gözetilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.