14. Hukuk Dairesi 2015/10182 E. , 2018/2210 K.
"İçtihat Metni".....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.08.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacıya ait .... İlçesi 12424 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacı bulunduğunu belirterek, 12424 parsel sayılı taşınmaz yararına davalıya ait 12423 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 12424 parsel sayılı taşınmazı yararına davalıya ait 12423 parsel sayılı taşınmazda 23.02.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda ve krokisinde A harfi ile gösterilen alanda 3 metre eninde olmak üzere geçit hakkı kurulmasına, geçit hakkının tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 - 3 metre) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. Maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olayda; davacının 12424 parsel sayılı taşınmazı yararına davalıya ait 12423 parsel sayılı taşınmazdan bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen bölümde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de, davacı taşınmazının genel yola kadar kesintisiz olarak bağlantısının sağlanmadığı, geçit yerinin yine davacıya ait olan 12422 parsel sınırında bırakıldığı görülmektedir. Bu hali ile davacı taşınmazının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kesintisiz olarak yola ulaşımının sağlandığından sözedilemez. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Diğer yandan kabule göre de; kurulan geçit yerinin yüzölçümünün hükümde gösterilmemiş olması, geçit bedelinin geçen süre dikkate alınarak bilirkişi aracılığı ile yeniden belirlenmemiş olması ve kurulan geçit hakkının kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken tapuya kayıt ve tesciline şeklinde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.