23. Hukuk Dairesi 2019/556 E. , 2020/477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı yüklenici firmaların çalıştırdıkları işçilerinden bir kısmının işçilik haklarını ödemediklerini, İş Mahkemesi kararı gereğince ödediği 7.324,31 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zaman aşımı itirazıyla birlikte müvekkillerine yüklenecek bir sorumluluğun bulunmadığını, işçilik hakları ile fer"ilerinden sorumlu tutulamayacaklarını, asıl davanın da ihbar edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia,savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre göre iş sahibi ile yüklenici arasındaki ilişkinin aralarındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenebileceği, yıllık ücretli izin ve ihbar tazminatı alacaklarının tamamından iş akdini fesh eden son işveren ... İnş. Tem. Taah. Tic. A.Ş"nin sorumlu olduğu, diğer davalıların ise kendi işverenliklerinde gerçekleşen hizmet süreleri ve ücret seviyesi ile sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı ve fer"ilerinin ödenmesinde sorumlu oldukları, davacının işçinin asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğu döneme ilişkin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarını ödediği için her bir davalının sorumlu olduğu miktar oranında rücuya haklı olduğu gerekçesiyle 7.001,74 TL alacağın 407,50 TL sinden davalı Kantekin İnşaat Yemek Sanayi Temizlik Ltd Şti"nden 352,65 TL sinin davalı Söğütlü Temizlik Turizm Gıda Ltd Şti"den 7.001,74 TL"den ... İnşaat Temizlik Taahhüt Ticaret A.Ş"den müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ödeme tarihi 01/06/2011"den işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava , hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve fer"ilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin fer"i mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile ödenen bedelden davalıların sorumlu oldukları miktarlar için ayrı ayrı tahsil kararı verilmeden müteselsilen karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.