Esas No: 2017/2387
Karar No: 2022/1888
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 13. Daire 2017/2387 Esas 2022/1888 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2017/2387 E. , 2022/1888 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2387
Karar No:2022/1888
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Nakliye İnşaat Gıda Lokantacılık
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ....
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Müdürlüğü
İSTEMİN KONUSU : .. Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca uygulanan idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... ana takip numaralı ...-TL bedelli ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına ilişkin 11/11/2010 tarih ve 2880-14 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 06/11/2012 tarih ve E: 2011/8, K:2012/2746 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, anılan karara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na itiraz edildiği ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca söz konusu kararın onandığı, her ne kadar davacı tarafından, ödeme emrinin mükerrer düzenlendiği ileri sürülmüş ise de, dava konusu ödeme emrinin dayanağı idari para cezası kararının ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı olduğu, mükerrerlik iddiasının ileri sürüldüğü Mahkemelerinin E:... sayılı dava dosyasında iptali istenen ödeme emrinin dayanağı idari para cezası kararının ise ... tarih ve .. sayılı Kurul kararı olduğu, her iki idari para cezası kararının farklı olduğu, ikisi aleyhine de anılan Daire nezdinde ayrı ayrı dava açıldığı görüldüğünden davacı tarafın ödeme emrinin mükerrer düzenlendiği iddiasına itibar edilmediği; bu durumda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına karşı açılan davada anılan Dairece davanın reddine karar verildiğinden ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesi uyarınca ödeme emrine karşı böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği veya borcun zamanaşımına uğradığı iddiaları niteliğinde bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, süresi içerisinde ödenmediği için kesinleşen idari para cezasının tahsiline yönelik olarak düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketin tasfiye hâlinde olduğu, 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca borca yeter mal varlığı olup olmadığı araştırılmadan ve mükerrer olarak dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin davacı şirket adına düzenlendiği, 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi göre düzenlenmediği, iki farklı Kurul kararıyla verilen idari para cezası yaptırımlarının kesinleştiği, dolayısıyla mükerrerliğin söz konusu olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Usul yönünden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ''iptal davaları'', idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçelerinin ''ehliyet'' yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, 14. maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Maddede sözü edilen ''ehliyet'' kavramının, iptal davası açılabilmesinin idari yargılama usulü bakımından özel bir koşulu olan ''subjektif ehliyeti'' kapsadığı gibi, genel dava açma ehliyetini, diğer bir anlatımla ''fiil ehliyeti'' ya da ''objektif ehliyeti'' de kapsadığında duraksama bulunmamaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin 1. fıkrasında, ehliyetle ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili düzenlemelerine göndermede bulunulmuş ve sözü edilen Kanun'un 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı; aynı Kanun'un 51. maddesinde de, dava ehliyetinin, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği kurala bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 47. maddesinde, başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi topluluklarının ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal topluluklarının kendileriyle ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanacağı; 48. maddesinde, tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insanlara özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil olacağı; 49. maddesinde, tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacağı; 50. maddesinde, tüzel kişilerin iradesinin organları aracılığıyla açıklanacağı, organların hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokabileceği; 55. maddesinde ise, kamu tüzel kişileri ile ticaret şirketleri hakkındaki kanun hükümlerinin saklı olduğu kurala bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 124. maddesinde, ticaret şirketlerinin; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu; 125. maddesinde, ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olduğu, ticaret şirketlerinin Türk Medeni Kanunu'nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceği ve borçları üstlenebileceği; 126. maddesinde, her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak kaydıyla Türk Medeni Kanunu'nun tüzel kişilere ilişkin genel hükümlerinin ticaret şirketleri hakkında da uygulanacağı; 588. maddesinde, limited şirketin, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı; 31. maddesinin 1. fıkrasında ise, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin de tescil olunacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 06/01/2014 tarih ve 8479 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 1639. sayfasında, 31/12/2012 tarihinde tasfiye hâline sokulan şirketin tasfiyesinin sona erdirilerek feshine karar verildiği ve 27/12/2013 tarihinde de terkinin ilan edildiği bilgisine yer verildiği Tatvan Noterliği'nce düzenlenen ... tarih ve ... yevmiye no'lu vekâletnameyle davacı şirketi temsilen ... tarafından Av. ...'ın vekil tayin edildiği, bakılan davanın ise vekil tarafından 18/05/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ticaret sicil kaydının terkiniyle birlikte tüzel kişiliğin sona ereceği dikkate alındığında, bu tarihten sonra açılan davada, davacı şirketin taraf ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekirken, işin esası hakkında karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararında usule uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.