Esas No: 2020/1396
Karar No: 2022/5193
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 6. Daire 2020/1396 Esas 2022/5193 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/1396 E. , 2022/5193 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1396
Karar No : 2022/5193
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde kain taşınmaz üzerindeki korunması gereken kültür varlığı şerhinin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 28/07/2016 tarih ve 605 sayılı işlemiyle, bu kararın tebliğine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; … tarih ve … sayılı Yüksek Kurul Kararı açısından, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … Sokakta bulunan, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın Fatih İlçesi, Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit alanı içinde, 3.Derece Koruma Bölgesinde bulunduğu ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli olduğu, korunması gereken kültür varlığı şerhinin bulunduğu parsel üzerinde yer alan ahşap evin, 19.02.2006 tarihinde çıkan yangın sonucu yıkıldığı ve Belediye tarafından enkazının kaldırıldığı, keşif mahallinde yapılan incelemede de parselde herhangi bir yapı kalıntısının olmadığının tespit edildiği, davaya konu parselde fiili durumda olmayan, ancak karara esas tescil fişinde iki cepheden görseli bulunan yapı ve yapının bulunduğu kentsel alan özellikleri irdelendiğinde, davaya konu parselin bulunduğu alanın tarihi yarımada olarak nitelendirilen bölge içerisinde kaldığı ve koruma amaçlı imar planı hükümlerine tabi olduğu, parselin meri koruma amaçlı imar planında 3.derece Koruma Bölgesi olarak ifade edilen alanda kaldığı, plan notlarında, geleneksel mimari karakter ile korunması gerekli geleneksel dokunun korunmasının önemine değinilerek 3.derece Koruma Bölgelerinin, kültür varlığı sivil mimarlık örnekleri ile anıt eserlerin seyrek olarak bulunduğu kentsel alanlar, doğal alanlar, doku özelliğini kısmen korumuş kentsel alanlar şeklinde tanımlandığı ve geleneksel mimari-kültürel-doğal dokusunun canlandırılması yönünde plan hükümlerinin bulunduğu, parselde tescil fişi ile belgelenen ve konut kullanımında olduğu belirtilen yapının dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan nitelikte olduğu, bu nitelikteki yapıların değerlendirilmesinin/yeniden yapılmasının sadece mülk sahiplerinin iradesi yönünden değil, kente kazandıracağı kimlik açısından kamusal irade yönünden de dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, 3. Derece Koruma Bölgelerindeki korunacak yapıların sadece cami, türbe, kilise gibi yapılar olmadığı, dönemin sosyal-kültürel kent yaşamına örnek teşkil eden diğer sivil mimarlık eserlerinin de dönemini yansıtan önemli tarihi değerler olduğu, bu hususlar doğrultusunda davacının itirazına konu olan … parseldeki tescil kararının devamı yönündeki ilgili kurul kararlarının kültür varlıklarının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasına hizmet edeceğinden 2863 Sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre taşınmaz üzerindeki ''korunması gereken kültür varlığıdır'' şerhinin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Yüksek Kurul Kararında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı; … tarih ve … sayılı işlem açısından ise, söz konusu işlemin, Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının bildirilmesine ilişkin bir işlem olup, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken işlem niteliği taşımadığı, dolayısıyla bu işlem yönünden davanın esasının incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemlerden … tarih ve … sayılı Yüksek Kurul Kararı yönünden davanın reddine, … tarih ve … sayılı işlem yönünden ise, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu tescilli yapının fiilen yerinde olmadığı, bu yapının yeniden yapımına imkan sağlayacak yeterli bilgi/belge olmadığı için yeninden yapmanın mümkün olmadığı, dava konusu işleme dayanak teşkil eden uzman raporunda da taşınmazın bulunduğu bölgede çok sayıda yapılaşma bulunduğunun ve taşınmazın geleneksel/tarihi doku içinde yer almadığının belirtildiği, dolayısıyla hali hazırda boş durumda olan arsada tescil kaydının devam etmesinde hukuka ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, ilgili Müze denetiminde plan şemasının araştırmak üzere temel kazısı çalışmasının yapılmasına, çıkacak verilere göre hazırlanacak kalıntı rölövesi planlarının iletilmesine karar verildiği, yapıya ilişkin tespit fişinde de, yapıya dair bazı bilgilere ve fotoğraflara yer verildiği, sonuç olarak, temel kazısı çalışması sonucunda çıkacak veriler, tespit belgesindeki veriler ve yapının ait olduğu belirtilen döneme ilişkin geleneksel Türk evlerinin özellikleri bir arada değerlendirilmek suretiyle, yeniden yapmanın mümkün olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısına ilişkin kısmının onanması, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararına ilişkin kısmının ise Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan ve kentsel ve tarihi sit alanı olarak belirlenen bölge içerisinde kalan, davacılara ait taşınmazın, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tesciline karar verilmiştir.
19/02/2006 tarihinde çıkan yangında, söz konusu ahşap yapı tamamen yanarak enkaz halinde gelmiş, söz konusu enkaz belediye ekiplerince kaldırılmıştır.
Davacı tarafından, 27/04/2015 tarihli dilekçeyle, söz konusu taşınmazın mülkiyet hakkını miras yoluyla iktisap ettikleri, murisin oğlu içerisindeyken çıkan yangında taşınmazın tamamen yandığı, murisin oğlunun bu yangında hayatını kaybettiği, adli Tıp Kurumunun otopsi raporlarıyla, itfaiye raporlarından, ahşap yapının üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın yandığının anlaşıldığı, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı şerhi nedeniyle, şu anda üzerinde herhangi bir yapı bulunmayan taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlandığı belirtilerek, taşınmazın tapu kaydına konulan "korunması gerekli kültür varlığıdır" şerhinin kaldırılması istenilmiştir.
Bunun üzerine, İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, parselin korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil kaydının devamına, yapının koruma grubunun 2 olarak belirlenmesine, ilgili Müze denetiminde plan şemasını araştırmak üzere temel kazısı çalışmasının yapılmasına, çıkacak verilere göre hazırlanacak kalıntı rölövesi, restitüsyon ve rekonstrüksiyon projelerinin Kurula iletilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yapılan itiraz, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla reddedilmiş; anılan karar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısıyla davacıya iletilmiş; bunun üzerine, söz konusu iki işlemin iptali istemiyle, görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmüne; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde, "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde,"Kültür varlıkları", "tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklar" olarak tanımlanmış; aynı Kanunun "Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları" başlıklı 6. maddesinde, "(1) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları şunlardır: a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar, b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar, c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları, d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tesbit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler. (2) Ancak, Koruma Kurullarınca mimari, tarihi, estetik, arkeolojik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunmadığı karar altına alınan taşınmazlar, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı sayılmazlar. (3) Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler, peri bacaları ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir. (4) Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir." hükmüne; "Tespit ve tescil" başlıklı 7. maddesinde, "(1) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılır. (2) Yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir. (3) Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunur. (4) Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde veya denetiminde bulunan mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan cami, türbe, kervansaray, medrese han, hamam, mescit, zaviye, sebil, mevlevihane, çeşme ve benzeri korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tespiti, envanterlenmesi Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılır. (5) Tescil kararları, tescil olunan taşınmazın kadastral bilgileri ile birlikte, tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. (6) Tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararları, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilir. (7) Sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararları, Resmî Gazete’de yayımlanır ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulur. (8) Tespit ve tescil ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
660 sayılı Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları İlke Kararında ise, "3) Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve / veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına," düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısına ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kararın, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararına ilişkin kısmına gelince;
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği; kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri ve devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eserin korunması gerekli kültür varlığı olarak belirleneceği; taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiş yapıların, bir sebeple yitirilmesi halinde ise, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, yeniden yapılması için gerekli çalışmaların yapılacağı anlaşılmaktadır.
Mimari, tarihi, estetik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunan taşınmaz kültür varlıklarının gelecek kuşaklara aktarılmasında kamu yararı bulunduğu açıktır. Bununla birlikte, bir taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesinin, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kullanımını kısıtlayacağı ve bu anlamda, mülkiyet hakkına bir müdahale niteliği taşıdığı da açık olduğundan, dava konusu taşınmazın tescil kaydının devamında kamu yararı bulunup bulunmadığı hususunun somut olay bazında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu yapının, fiili durumda yerinde olmasa bile, yöresel yaşam biçiminin örneği olduğu, devrin özelliklerini yansıttığı, sivil mimarlık örnekleri ile anıt eserlerin bulunduğu kentsel sit alanı içinde olması nedenleriyle kültür varlığı niteliğinin devam ettiği, tescilli yapının kendi parselinde, bulunduğu yapı oturum alanında fotoğrafının olması sebebiyle de, aynı kütle ve gabaride, özgün plan şemasında, malzeme ve yapım tekniği ile kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının sağlanabileceğinin düşünüldüğü belirtilmiş olmakla birlikte; aynı bilirkişi raporunda, parsel üzerindeki ahşap evin, 19/02/2006 tarihinde çıkan yangın sonucunda yıkıldığı ve Belediye tarafından enkazının kaldırıldığı, yerinde yapılan incelemede parselde herhangi bir yapı/yapı kalıntısının olmadığı, İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, parselin korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil kaydının devamına, yapının koruma grubunun 2 olarak belirlenmesine, ilgili Müze denetiminde plan şemasını araştırmak üzere temel kazısı çalışmasının yapılmasına, çıkacak verilere göre hazırlanacak kalıntı rölövesi, restitüsyon ve rekonstrüksiyon projelerinin Kurula iletilmesine karar verildiği ancak tescil fişi ve burada yer verilen açıklamalar dışında, parseldeki yapıya ait bir projelendirmenin/çalışmanın yapılmadığı, dava dosyasında parsele ait projelendirme vd. çalışmalar ile ilgili herhangi bir bilgi/belgenin olmadığı, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun, dava konusu parselin tesciline ilişkin, … tarihli, … sayılı kararı eki tescil fişinde, parseldeki yapının görselinin bulunduğu, yapının genel özelliklerinin tanımlandığı, cephe yüzeylerindeki detaylar ile birlikte binanın o tarihte özgün karakterinin büyük ölçüde korunmuş olduğunun belirtildiği hususlarına da yer verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, tescil kararının eki tespit fişinde, yapının dışarıdan çekilmiş bir adet fotoğrafıyla, özelliklerine ilişkin olarak sadece, "Bahçeli, zemin+1 normal katlı ahşap bina, 19. YY. sonu 20. YY. başı geleneksel Türk evi özelliklerini yansıtmaktadır. Ana giriş kapısı, ön cephe yüzeyinde cephenin tam ortasında yer almaktadır. Her iki cephe yüzeyinde bulunan düşey sürmeli pencereleri binaya özgün bir mimari karakter kazandırmaktadır. Bina genel doluluk-boşluk ve kütle oranları itibari ile bulunduğu tarihi doku ile uyum içerisindedir. Binanın özgün karakteri büyük ölçüde korunmuştur. " şeklindeki bilgilere yer verildiği; bununla birlikte, davacının başvurusu üzerine hazırlanan ve dava konusu işlemde belirtilen 09/06/2016 tarihli uzman raporunun "Yerinde Yapılan İncelemede Tespit Edilen Hususlar" başlıklı bölümünde, "İtiraza konu … parsel günümüzde boş durumdadır. Söz konusu parselin doğusundaki … parsel de boş olup her iki parseli içine alacak biçimde etrafları sac perdelerle çevrilmiş durumdadır. Yakın çevresinde bitişik nizam çok katlı betonarme yapılaşma mevcut olup geleneksel doku bulunmamaktadır. … parselin batısında yer alan … parsel üzerinde zemin+3 kat+çatı katından oluşan betonarme yapı, kuzeyinde bodrum+zemin+4 kattan oluşan betonarme yapı yer almaktadır." şeklindeki, "Sonuç ve Değerlendirme" bölümünde ise, "... Tescilli taşınmazın geleneksel yapım tekniği ve malzeme kullanılarak inşa edilmiş olmasına rağmen, 2863 sayılı Kanunun .. 6. maddesinde ve Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin ... 4. maddesindeki koşulları taşımaması, bugün yerinde mevcut olmayan yapının kültür varlığı niteliğinin ve kültürel çevreye olan tarihsel katkılarının devamının sağlanabilmesi, gelecek nesillere aktarılabilmesi için 660 sayılı İlke Kararı doğrultusunda rekonstrüksiyonunun (yeniden yapım) gerçekleştirilmesinin gerekmesi, sadece güney ve doğu cephesini gösterir bir adet fotoğraf bulunan yapının, 660 sayılı İlke Kararının rekonstrüksiyon tanımı doğrultusunda yeniden yapımının mümkün olmaması, bitişik ve karşı cephelerinde bulunan yüksek katlı yapılaşmalar içindeki konumuyla korunmasının çevresine bir katkı sağlamayacağı hususuyla birlikte 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yer alan "ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser" ifadesi de dikkate alındığında, ilgi (a) başvurunun yerinde olduğu, itiraza konu İstanbul IV Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir." şeklindeki tespit ve değerlendirmelere yer verildiği; bilirkişi raporunun 7. ve 8. sayfalarındaki dava konusu … parsel ile yanındaki … parselin ve çevrelerinin fiili durumunu gösteren fotoğraflarda da alanın tamamen yapılaştığı görülmüştür.
Dava konusu parselin boş durumda olduğu, İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, ilgili Müze denetiminde plan şemasını araştırmak üzere temel kazısı çalışmasının yapılmasına, çıkacak verilere göre hazırlanacak kalıntı rölövesi, restitüsyon ve rekonstrüksiyon projelerinin Kurula iletilmesine karar verilmiş ise de bugüne kadar böyle bir çalışmanın yapılmadığı, dolayısıyla, somut olayda, rekonstrüksiyona esas teşkil edebilecek tek belgenin yukarıda belirtilen tescil fişi olduğu, bu belgede ise, yapının dışarıdan çekilmiş ve sadece iki cephesini gösteren bir adet fotoğrafla, genel özelliklerine ilişkin çok kısa bilgilere yer verildiği, öte yandan, 2863 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 7. maddesinin 2. fıkrasında, Devletin imkanları da göz önünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eserin korunması gerekli kültür varlığı olarak belirleneceğinin düzenlendiği ve gerek bilirkişi raporuyla gerekse dava konusu işlemde belirtilen 09/06/2016 tarihli uzman raporuyla ortaya konulduğu üzere, dava konusu alanın tamamen yapılaşmış durumda olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacının, uyuşmazlık konusu taşınmazla ilgili başvurusunun reddine ilişkin işlemde, diğer bir ifadeyle, davacının, dava konusu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkından doğan tasarruf hakkının kısıtlanmasında hukuka ve adil denge (ölçülülük) ilkesine uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, Kültür Varlıkları Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısına ilişkin kısmının ONANMASINA, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararına ilişkin kısmının ise BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde, kesin olarak, onamaya ilişkin kısım yönünden oybirliğiyle, bozmaya ilişkin kısım yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Bakılan dava, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla, bu işlemin bildirimine ilişkin Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu taşınmazın, 1/1000 ölçekli planda 3. Derece Koruma Bölgesinde ve Konut Alanında kaldığı, plan notlarında, geleneksel mimari karakter ile korunması gerekli geleneksel dokunun korunmasının önemine değinilerek 3. Derece Koruma Bölgelerinin, kültür varlığı sivil mimarlık örnekleri ile anıt eserlerin seyrek olarak bulunduğu kentsel alanlar, doğal alanlar, doku özelliğini kısmen korumuş kentsel alanlar şeklinde tanımlandığı ve geleneksel mimari-kültürel-dokusunun canlandırılması yönünde plan hükümlerinin olduğu; Mahkemece hükme esas alınan Bilirkişi Raporunda, yapının yöresel yaşam biçiminin örneği olması, devrin özelliklerini yansıtması, sivil mimarlık örnekleri ile anıt eserlerin bulunduğu kentsel alan içinde olması vb. nedenlerle kültür varlığı niteliğinin devam ettiği, tescilli yapının kendi parselinde, bulunduğu yapı oturum alanında fotoğrafının olması nedeniyle de, aynı kütle ve gabaride, özgün plan şemasında, malzeme ve yapım tekniği ile kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının sağlanabileceğinin düşünüldüğü sonucuna varıldığı dikkate alındığında, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı açısından davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, Dairemiz kararının, bozmaya ilişkin kısmına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.