23. Hukuk Dairesi 2016/266 E. , 2016/1603 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen kooperatif genel kurul kararlarının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı M.. T.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar, 1995 yılında genel kurul kararı ile davalı kooperatifin tasfiye kararı aldığını, tasfiyenin gerçekleştirilemeyeceği anlaşılmakla, 10.03.2002 tarihinde 1/4 yasal toplantı nisabının üzerinde bir sayı olan 433 ortağın katılımı ile gerçekleştirilen genel kurulda, oybirliği ile tasfiyeden dönülmesine karar verildiğini, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, Biga Ticaret Sicili Memurluğu"nun bir yanlış işlemi dolayısıyla görülen bir dava sonucunda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 2003/5672 E., 2004/361 K. sayılı kararında 10.03.2002 tarihinde alınan tasfiyeden dönme kararının her konuda, yasal ve geçerli bir karar olduğunun tespit ve teyit edildiğini, Biga Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 16.06.2009 tarih ve 2005/243 E., 2009/211 K. sayılı kararı ile, dava konusu edilen 11.07.2004 ve 26.06.2005 tarihli genel kurul toplantılarının, toplantı yeter sayısı temin edilmeden yapıldığından batıl olduğunun tespitine karar verildiğini, 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 tarihinde yapılan kooperatif genel kurul kararlarının toplantı ve karar nisaplarına uyulmadan yapıldığını ileri sürerek, 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 tarihli toplantıların mutlak butlan ile batıl olduğunun ve genel kurul sayılmayacağının tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2010/293 E. sayılı davada davacılar, davalı kooperatifin 1995 yılında genel kurul kararı ile tasfiye kararı aldığını, tasfiyenin gerçekleştirilemeyeceği anlaşıldığından 10.03.2002 tarihinde 1/4 yasal toplantı nisabının üzerinde bir sayı olan 433 ortağın katılımı ile gerçekleştirilen genel kurulda, oybirliği ile tasfiyeden dönülmesine karar verildiğini, 10.02.2002 tarihli genel kurul kararları tutanağının Biga Ticaret Sicil Memurluğu"nca tescil edilip ilan edilmek üzere 26.03.2002 tarihinde ticaret sicil gazetesine gönderildiğini, gazetenin 02.04.2002 tarih ve 5518 sayılı 26. sayfasında, aynen ilan edilerek tescil işlemini bütün Türkiye"ye duyurulduğunu, Biga Ticaret Sicil Memurluğu"nun bir yanlış işlemi dolayısı ile görülen bir dava sonunda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 2003/5672 E., 2004/361 K. sayılı kararında 10.03.2002 tarihinde alınan tasfiyeden dönme kararının her konuda yasal ve geçerli bir karar olduğunun tespit ve teyit edildiğini ileri sürerek, 27.06.2010 tarihli toplantının mutlak butlanla batıl olduğunun ve genel kurul sayılamayacağının tespitini talep ve dava etmiştir.
.../...
Birleşen 2012/342 E. sayılı davada davacılar vekili, S.S. Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi"nin davalı olduğu asıl ve birleşen dava devam ederken, davalı kooperatifin 19.03.2012 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilip, tüm aktif ve pasifleri ile S.S. Site İşletme Kooperatifi tarafından devralındığını ileri sürerek, S.S. Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi"nin 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında nisapsız olarak yapılmış bütün genel kurul kararlarının geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davacıların iddialarının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 18.03.1995 tarihinde yapılan genel kurulda tasfiye kararı alındığını ve bu kararın usulüne uygun olarak tescil ve ilan edilerek kesinleştiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81 ve anasözleşmenin 87/9. maddelerine göre tasfiye halinde kooperatifin yapılacak genel kurul toplantılarında nisap aranmayacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle davacılar tarafından batıl olduğu ileri sürülen genel kurulların nisap aranmaksızın yapıldığını, davacıların 10.03.2002 tarihli genel kurulda alınan karar gereğince tasfiye halinin kaldırıldığı ve bu nedenle genel kurul toplantılarında 1/4 nisap şartı aranması gerektiği iddialarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların da dilekçelerinde belirttiği gibi 2004 ve 2005 yıllarında yapılan genel kurulların batıl olduğuna ilişkin Biga Asliye Hukuk Mahkemesi"nde verilen kararın halen temyiz incelemesinde olduğunu, öncelikle bu dava sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin 2005/243 E., 2009/211 K. sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 01.06.2010 tarihli onama ilamında davalı kooperatifin 1995 yılında yapılan genel kurulunda tasfiye kararı aldığı, ancak daha sonra 2002 yılında yapılan genel kurul ile tasfiye kararından dönüldüğü, bu nedenle genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için ortak sayısının 1/4"ünün katılımının şart olduğu, davaya konu 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 ve birleşen davada 27.06.2010 tarihli genel kurul toplantılarında 1/4 ortağın katılımının sağlanamadığının hükme esas alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı, böylece dava konusu yapılan genel kurul toplantılarında yasal nisabın sağlanamadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulü ile 25.06.2006, 30.06.2007, 29.06.2008, 28.06.2009 ve 27.06.2010 tarihli genel kurul toplantılarında alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı M.. T.. temyiz etmiştir.
HMK"nın 323/1-g maddesi, ""Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri ""ni, yargılama giderleri kapsamında düzenlenmiştir. Davacı tarafça sunulan 21.11.2013 havale tarihli dilekçede, masraf takdirinde HMK"nın 323/1-g maddesinin gözönünde tutulması talep edilmiş olup, mahkemece, davacının talebi doğrultusunda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu istemin dikkate alınmaması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda M.. T.."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davalarda anılan davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.