Esas No: 2021/1001
Karar No: 2022/5708
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/1001 Esas 2022/5708 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/1001 E. , 2022/5708 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekillince temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, Eyüp İlçesi, Akpınar Köyü, 133 ve 315 parsel sayılı taşınmazların 1967 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapu kaydına dayalı olarak 315 nolu parselin davacıların murisi ... adına, 133 nolu parselin ise .... adına tespit edildiği, Orman idaresi tarafından taşınmazın orman niteliğinde olması nedeniyle Eyüp Tapulama Mahkemesi'ne itirazda bulunulduğu, .... Tapulama Mahkemesi'nin 1970/20 Esas ve 1972/223 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 315 parsel sayılı taşınmazın ....adına yapılan tespitin iptali ile orman vasfıyla Hazine'ye aktarılmasına karar verildiği, hükmün temyiz aşamasından geçerek 30/09/1973 tarihinde kesinleştiği, Eyüp Tapulama Mahkemesi'nin 1968/24 Esas ve 1975/46 Karar sayılı ilamı ile de dava konusu 133 parsel sayılı taşınmazın kök muris ... adına yapılan tespitin iptali ile orman vasfıyla Hazine'ye aktarılmasına karar verildiği, hükmün temyiz aşamasından geçerek kesinleştiği, 133 nolu parsele ilişkin davaya ....arafından satın almaya dayalı olarak müdahale olunduğu, müdahil yönünden Yargıtay'ca dava açmakta muhtariyetine karar verildiği, bunun üzerine muris .... tarafından 133 nolu parsele ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi'nde orman idaresi ve bir kısım davalılar aleyhine dava açıldığı, Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/827 Esas, 1979/861 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair karar verildiği, hükmün temyiz aşamasından geçerek 03/06/1981 tarihinde kesinleştiği, davacıların, eldeki davanın 07.05.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 2014/6673 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, ne var ki HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi'nin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 kararı gereği 18/11/2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı yönünden Anayasa Mahkemesi'nin belirtilen hak ihlali kararı nazara alındığında, Yargıtay HGK’nın 18/11/2009 tarihli kararından yaklaşık 6 yıl sonra 07.05.2015 tarihinde açıldığı ve 18/11/2009 tarihinden itibaren oluşan iç hukuk yolu itibariyle, eldeki davanın makul süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı gibi 3402 sayıl Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki "bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" maddesi gereği dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 20 yıldan fazla süre geçtiği, davacıların murisi adına kadastro sonucu herhangi bir tapu kaydı oluşmadığı, kadastro sırasında revizyon gören ve hukuki niteliğini kaybetmiş tapu kaydına dayanılarak TMK'nın 1007.maddesi gereğince tazminat talep edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-l maddesi gereğince esastan reddine karar verimesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasayı uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 29/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.