23. Hukuk Dairesi 2015/5173 E. , 2016/1601 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin kur"a çekimi yaptığını ve kur"a sonunda kendisine çıkan yeri görmek için gittiğinde böyle bir yer olmadığını öğrendiğini, defalarca davalı kooperatife yeri kendisine teslim edildiğinde biriken borçlarını ödeyeceğini söylediği halde kendisine yer gösterme yapılmadığını, davalı kooperatifin...20.03.2002 tarih ve 02358 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile biriken borçlarını ödemesini istediğini, ancak bu ihtarnamenin hiçbir şekilde müvekkiline ulaşmadığını, daha sonra müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkartıldığını ve kooperatifin tüm işlerini bitirdiğini, tasfiye edileceğini öğrendiğini ileri sürerek, usulsüz ve kanunsuz ihtar ve ihraç kararına dayanılarak müvekkiline ait bulunan kooperatifteki üyeliğinin ve hissesinin tespiti ile başka bir üyeye devrinin veyahut satımının engellenmesini, satım ya da devir yapılmış ise bunun iptalini ve yerin kendisine teslimini talep ve dava etmiş, 02.11.2011 tarihli dilekçe ile de, davayı üyelik tespiti ve tazminat olarak kooperatife karşı yürüttüklerini, tapuda dükkan sahipleri kişiye yöneltmeyeceklerini beyanla..."nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya mali yükümlülüklerini yerine getirmesi, aksi takdirde ortaklıktan çıkarılacağının... 20.03.2002 tarih ve 02358 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, davacının bu güne kadar bu işleme karşı dava açmadığını, kooperatif üyeliğinin de resmi şekilde yapılmış bir devre dayanmadığından geçerli olmadığını, kooperatife düzenli aylık aidat ödemesi bulunmadığını, ödemeleri yerine getirmediğinden ihtarname keşide edildiğini, ihtarın 25.03.2002 tarihinde işçisi ...tebliğ edildiğini, borçlarını ödemeyen davacının 25.03.2003 tarih ve 12 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkartıldığını, davacının katılmamış olduğu 03.07.1999 tarih ve 7990 sayılı bu kur"ada davacıya üzerine bina yapılmamış olan boş arsanın çıktığını, bu boş arsaların kooperatife gelir getirmesi amacıyla satıldığını, kooperatife sonradan da hiçbir üyenin alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tanık beyanları, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; somut uyuşmazlıkta çıkarılma kararının davanın ortağa tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle davanın süresinde açıldığı, aidatlarını ödemeyen davacıya keşide edilen ... 20.03.2002 tarih ve 02358 sayılı ilk ihtarın 25.03.2003 tarihinde işçisi... tebliğ edildiği, bu tebligatın geçerli olduğu, davalı kooperatifin 1. ihtarın tebliğinden 10 gün sonra 2. ihtarı çekmesinin gerektiği, ancak böyle bir ihtarın çekilmediği, 2. ihtarın tebliğinden itibaren 1 ay sonra ihraç kararı alınması gerekirken
davalı kooperatifin ilk ihtardan sonra ihraç kararı aldığı, bu işlemlerin usulsüz olduğundan ihraç kararının yerinde olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/2. maddesinde, "Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir" hükmünün yer almakta olduğu, davalı kooperatifin tip anasözleşmesinin 14/1. Maddesinin de, " Durumları aşağıda gösterilen hallere uyanlar yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılır." hükmünü içerdiği, çıkarma yetkisinin yönetim kuruluna verildiği, yönetim kurulunun 25.03.2003 gün ve 12 sayılı kararı ile aidatlarını geciktiren davalı üyenin noter kanalıyla gönderilen 30 günlük tek ihtarname ile parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle davalı ortaklıktan çıkarılmasına oybirliği ile karar verildiği, alınan kararın davacıya da tebliğ edilmediğinden, halen davalı kooperatifin üyesi olduğu, davacı kooperatifin cevabi yazısından aidatlarını ödemeyen üyeler için dükkan yapılmadığı, kooperatifin elinde kalan ve aidatını ödemeyen üyeler için tutulan boş parsellerin kooperatif yönetim kurulu kararı ile satıldığı, davac... da bulunduğu 1999 yılında çekilen kur"alarda B. Blok olarak geçen yerde şu anda 167 sayılı parselin bulunduğu, bu arsalarda aidatlar ödenmeyince boş olarak bırakılıp satıldığı, mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen fen bilirkişi raporunda gösterilen ve davacının hak iddia ettiği yer olarak gösterilen 167 ada 2527 parsel sayılı taşınmazın dava dışı... adına ferdileşme işlemi sonucunda tescil edildiği, somut uyuşmazlıkta 6100 sayılı HMK"da düzenlenen m.130 gereği ""dava konusunun devri"" yasal koşullarının oluşmadığı, ferdileştirme işlemi sonucunda hak sahibi olan dava dışı ... adına yerin tescil edildiği, davacı vekilinin usulüne uygun olarak da davasını ıslah ettiğine dair ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle tazminat talep edemeyeceği, tapu iptal ve tescil talebi yönünden ise yerin maliki ...olmakla husumetin ona yöneltilmesi gerektiği belirtilerek, davacının davalı Kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin 25.03.2003 tarihli ve 12 sayılı yönetim kurulu kararının iptali ile davacının halen kooperatif üyesi olduğunun tespitine, tapu iptal ve tescil talebi yönünden de açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, ortaklığın tespiti ve hissenin bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’ya eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan, kooperatif ile ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davaların 1163 sayılı Kanun"un 99. maddesinde ticari dava olduğu kabul edilmiş ise de, münhasıran Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmemiştir. Buna göre 31.03.2010 dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü niteliğinde ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olan işlerden olup, anılan 5/3 ve HUMK"nun 188. madde hükmü uyarınca davalı tarafça süresinde iş bölümü itirazı yapılmadığından ve Asliye Hukuk Mahkemesi miktar yönünden görevli olduğundan, davaya bakılması doğru olmuştur.
Davacı tarafça satımın iptali istemi 02.11.2011 tarihli dilekçeyle tazminat olarak ıslah edilmiş ve buna ilişkin harç yatırılmıştır.
Buna göre, mahkemenin davacının ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmediği yolundaki gerekçesinde isabet bulunmayıp, tapu iptali ve tescil istemi ıslahla tazminata dönüştürüldüğü halde, davalı kooperatif yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, davacının tazminata ilişkin istemi, üyeliğin tespiti isteminin sonucuna bağlı olup, mahkemece tazminat istemi ile ilgili davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, üyeliğin tespitine ilişkin davanın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, her iki davanın birlikte görülmesi doğru olmamıştır.
2- Davalı vekilinin üyeliğin tespiti istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK"nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, davacıya 25.03.2003 tarih ve 12 sayılı yönetim kurulunun ihraç kararı tebliğ edilmemiş ise de, bu tarihten bu yana aidat yükümlülüğü bulunan kooperatife aidat ödemediği, kooperatife uzun süre uğramadığı, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği anlaşıldığından davacının ihraç kararını zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, davanın bu nedenle TMK"nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin tazminat istemine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.