Esas No: 2022/317
Karar No: 2022/2115
Karar Tarihi: 27.04.2022
Danıştay 3. Daire 2022/317 Esas 2022/2115 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2022/317 E. , 2022/2115 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/317
Karar No : 2022/2115
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : … Tekstil Gıda Pazarlama İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunun sonuçlandırıldığı … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporuna atıflı vergi inceleme raporuna dayanılarak 2017 yılının Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve Ekim- Aralık dönemleri için re'sen salınan geçici vergiler ile tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu vergilerin matrahı yönünden bağlı bulunduğu 2017 yılına ait kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararıyla reddedildiği, yıllık vergiye mahsuben alınan peşin bir vergi olan geçici vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası kesilebileceği, 27/08/2015 tarihinde tebliğ edilerek aynı yıl içinde kesinleşen cezanın ilgili yıl için tekerrüre esas alınabileceği gerekçesiyle tarhiyatın geçici vergiye bağlı olarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı ve vergi ziyaı cezasının tekerrürle artırılan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, geçici vergi aslının tahakkuk ettirilmeyeceği ihbarnamede belirtildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle, geçici vergi aslına bağlı olarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ve vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısımları yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmı kaldırılmış, geçici vergi asılları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, faaliyetlerinin gerçek olduğu ve aralıksız devam ettiği, ihtiyaca göre işçi çalıştırıldığı, kendilerine tebliğ edilen vergi tekniği raporunda yer alan firmaların isimlerinin karartılmasının savunma haklarını kısıtladığı ve söz konusu raporda somut tespitler bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile ilgili yılda tamamen sahte belge düzenleme faaliyetinde bulunduğu tespit edilen davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Vergi Dava Dairesi kararının vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü;
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporuna atıflı vergi inceleme raporuna uyarınca 2017 yılının Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve Ekim- Aralık dönemleri için re'sen geçici vergi salındığı ve tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak üç kat vergi ziyaı cezası kesildiği anlaşılmıştır.
Davalı idarece dosyaya sunulan … tarih ve … sayılı İhbarname Fişinde, tekerrüre esas alınan cezanın, 2015 yılının Mart dönemine ait kanuni süresinden sonra verilen beyanname nedeniyle kesildiği belirtilmekle birlikte, tebliğ tarihi olarak 27/08/2015, tahakkuk tarihi olarak da 01/06/2017 tarihine yer verildiği görülmektedir
İLGİLİ MEVZUAT:
26 Ekim 2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesi, ''Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Şu kadar ki, artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamaz.'' şeklinde değiştirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemlerine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslı, geçici verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezası ile geçici verginin bir katı tutarını aşan vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
213 sayılı Kanun'un düzenlemesine yukarıda yer verilen 339. maddesine göre, tekerrüre esas alınacak vergi ziyaı cezasının, tekerrür nedeniyle artırılarak kesilecek vergi ziyaı cezasının ilgili olduğu takvim yılından önceki yılda kesinleşmesi gerekli ve yeterlidir.
Dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılmasına dayanak alınan ceza ile ilgili olarak dosyaya sunulan … tarih ve … sayılı İhbarname Fişine göre, davacı adına 2015 yılının Mart dönemi için kesilip tekerrüre esas alındığı görülen vergi ziyaı cezasının tebliğ ve tahakkuk tarihlerine göre açık biçimde ortaya konulmayan kesinleşme tarihindeki çelişkinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin tanıdığı yetki uyarınca yapılacak araştırma neticesinde giderilerek, ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararının söz konusu hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen hüküm fıkrası yönünden bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, söz konusu çelişkinin giderilerek cezanın tekerrüre esas alınabileceği sonucuna varılması halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde; 26 Ekim 2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle yapılan değişikliklik hükmünün dikkate alınması gerekeceği tabidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin kısmen reddine,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesinin kararının; geçici verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3.Davacı temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4.Kararın; vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5.Davalı idare temyiz isteminin reddine,
6.Kararın; geçici vergi aslı ile geçici verginin bir katı tutarını aşan vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
7.Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 27/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)- KARŞI OY:
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
Davacı şirket adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporu done alınarak yapılan tarhiyatların kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemleri hakkında, davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.