21. Hukuk Dairesi 2016/3195 E. , 2017/5211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 05.12.2006 – 28.04.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının, davalı işyerinde 05.12.2006 – 08.06.2010 ve 12.12.2010 – 28.04.2011 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde garson olarak çalıştığını beyan eden davacının 09.03.1992 doğumlu olduğu, davacı adına davalı Kurum"a davalı işveren tarafından bildirilen çalışma bulunmadığı, ancak; davacının talep ettiği süre içerisinde kalacak şekilde, 09.06.2010 – 30.11.2010 ve 08.12.2010 – 11.12.2010 tarihleri arasında dava dışı işyerlerinden çalışmalarının bildirildiği, bir kısım bordro tanıkları davacının çalışmalarını doğrulardan bir kısmının ise davacı ile davalı işveren arasında hizmet aktinin bulunmadığı, arkadaş oldukları yönünde beyanda bulundukları, davacı tarafından delil olarak sunulan ve davalı işveren tarafından imzalanan 11.02.2014 tarihli belge; davacının 05.12.2006 – 28.04.2011 tarihleri arasında restoranda personel müdürü olarak çalıştığının bildirildiği, ancak dava dilekçesinde davacının garson olarak işe başladığının beyan edilmiş olduğu, davalı tarafından; davacı ile davalının yakın arkadaş olmaları ve davacının başka bir işyerine iş başvurusu yapabilmesi için söz konusu belgeyi referans mektubu olarak imzaladığını beyan ettiği, 26.04.2007 tarihli kontrol memuru raporunda; davalıya ait işyerinde 15.05.2007 tarihinde yaoılan yerel denetimde sigortasız işçiye rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise davacının çalışmaları tereddüte mahal bırakmayacak derecede ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; talep edilen dönemde davacının öğrenci olup olmadığını araştırmak, dinlenilmeyen bordro tannığı ..."nu dinlemek, her ne kadar zabıta tarafından; komşu işyerlerinde yapılan araştırmada davacının çalışmalarına dair bilgi edinilemediğine dair tutanak düzenlenmiş ise de tanık adı bildirilmediği dikkate alınarak zabıta marifeti ile; talep edilen dönemdeki komşu işyerleri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri tespit ederek duruşmada dinlemek, Belediye tarafından bildirilen komşu işyeri tanıklarını dinlemek ve böylece tanık beyanları arasındaki çelişkiler de giderilmek sureti ile toplanan deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."na iadesine, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.