21. Hukuk Dairesi 2016/3194 E. , 2017/5210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, yeniden malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum tarafından bağlanan maluliyet aylığının bir işyerinde çalışmaya başladığından bahisle kesildiğini ve yersiz ödeme çıkarıldığını beyan ederek kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanmasını, davalı Kurum işleminin iptalini, borçlu olmadığının tespitini ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Kurum tarafından davacıya 1999/8. aydan itibaren 506 sayılı Yasa"nın 54. maddesi gereği maluliyet aylığı bağlandığı, ancak davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen 09.09.2014 tarihli yazı ile; 2012 yılındaki çalışması nedeni ile maluliyet aylığının durdurulduğunun ve 22.07.2012 – 21.09.2014 tarihleri arasında ödenen aylıklar için 24.645,82 TL yersiz ödeme çıkarıldığının bildirildiği, dava dışı bir işyerinden davalı Kurum"a davacı adına 25.06.2012 tarihinde bir gün çalışma bildirildiği, söz konusu dava dışı işyeri yetkilisince dilekçe sunularak; davacının çalışmak için başvurduğunun, ancak ertesi gün çalışma şartlarını görünce vazgeçtiğinin, sigortasız işçi çalıştırmayan işveren tarafından bu arada davacının sigortasının yapıldığının bildirildiği, davacının 16.10.2014 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından davacının tahsis talebine cevaben gönderilen 27.11.2014 tarihli yazı ile; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre çalışma gücünün en az %60"ını kaybetmediğinin tespit edildiğinin ve bu nedenle de talebinin reddedildiğinin bildirildiği, davacının itirazı üzerine davalı Kurum Yükek Sağlık Kurulu"nun 23.01.2015 tarihli kararı ile; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre çalışma gücünün en az %60"ını kaybetmediğinin tespit edildiğinin bildirildiği, mahkemece dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu"na gönderildiği ve Kurul"un 31.07.2015 tarihli raporunda; davacının, 11.10.2008 Tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre halihazırda beden çalışma gücünün en az %60"ını kaybetmediğinin bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu"nun anılan raporunda dosyada mevcut 1993, 2006, 2010 ve 2014 tarihli raporlara değinildiği, ancak davacı vekili tarafından; davacının maluliyetine esas olan raporun 07.01.1999 tarihli ve 193 sayılı ... ... Hastanesi Sağlık Kurulu"nun raporu olduğu ve bunun incelenmesi gerektiği belirtilerek dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu"na gönderilmesinin talep edildiği, mahkemece dosya Adli Tıp Genel Kurulu"na gönderilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; çözümlenmesi gereken husus sadece davacının maluliyetine ilişkin olmayıp çalışmanın fiili olup olmadığının da tespiti gerekir. Öte yandan; davacının davalı Kurum tarafından malul sayılmasına esas rapor 07.01.1999 tarihli ve 193 sayılı ... ... Hastanesi Sağlık Kurulu"nun raporu ise de Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi tarafından söz konusu raporun değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının 25.06.2012 tarihindeki çalışmasının geçtiği işyerinin söz konusu tarihe ilişkin bordrolarını dosya arasına almak ve re"sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, bu itibarla davacının çalışmasının fiili olup olmadığını tespit etmek, daha sonra dosya Adli Tıp Genel Kurulu"na gönderilerek; 07.01.1999 tarihli ve 193 sayılı ... ... Hastanesi Sağlık Kurulu"nun raporu ve davacının maluliyet aylığı bağlanmasından sonra geçirdiği ameliyatlara ilişkin raporlar da dikkate alınmak sureti ile davacının maluliyetinin iyileşip iyileşmediği, halihazırda malul olup olmadığı, maluliyet iyileşmiş ise hangi tarihten itibaren iyileştiği hususlarını da değerlendiren rapor düzenlenmesini istemek ve davacının menfi tespit ile ilgili talebini de değerlendirerek sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ekisk araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.