23. Hukuk Dairesi 2015/938 E. , 2016/1598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, davalının açtığı ihaleyi kazanan müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 28.04.1998 tarihli sözleşmeyle müvekkilinin ... Ocakları"ndan demir cevheri arama ve hazırlık galeri temizliği, göçük açımı, cevher üretimi ve taşıma işlerini üç yıllığına üstlendiğini, davalı tarafça galeri ilerlemesinin kalın cevherde olup bedel ödemesine esas olmayacağı, arama hazırlık galerisi ilerlemeleri sırasında kontrolsüz ve hatalı ilerleme yapıldığı, kontrollü bile olsa bedelsiz sürüm yaptığı ve galeri temizlik işlerinin alt başlıklara ayrılarak farklı fiyatlandırmalara tabi olduğu gerekçesiyle müvekkiline eksik ödeme yapıldığını, oysa müvekkili yüklenicinin tüm işleri davalının günlük kontrol ve talimatlarına göre yaptığını, ara hak edişlerde ve yıl sonu ölçüm tutanaklarda bulunan imzaların müvekkilini bağlamayacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiziyle, tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davada saklı tuttuğu 1.820.656,49 TL asıl alacak, 327.718,16 TL asıl alacağın KDV"si, 06.10.2002 tarihinden dava tarihi 10.06.2007 tarihine kadar 3.529.356,23 TL avans faizi oranında işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.687.730,88 TL"nin asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi yürütmek suretiyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkilince yapılan işlemin tamamen sözleşmeye ve protokollere uygun olduğunu, geçici hakedişlerin hesaplanmasına ve ödenmesine davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, davacının bu konuda daha sonra itiraz ileri süremeyeceğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 17.10.2006 tarih ve 2005/7078 E., 2006/10444 K. sayılı, geçici hakediş iş ve işlemlerinde yer almayan iş ve imalata ilişkin itirazların kesin hakediş prosedürü içinde yöntemince itiraza konu edilmesine göre davacının alacak iddialarının dinlenebilir olduğu gözetilmeden özel şartname hükmüne yanlış anlam verilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığına işaret eden bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulü ile 900,00 TL asıl
alacak, 162,00 TL KDV olmak üzere toplam 1.062,00 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline, birleşen davanın kabulü ile 1.920.656,49 TL asıl alacak, 3.539.356,23 TL işlemiş faiz, 327.718,16 TL asıl alacağın KDV"si olmak üzere 5.687.730,88 TL"nin dava tarihinden itibaren asıl alacağa ticari faiz işletilmek suretiyle tahsiline dair kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 18.03.2010 tarih ve 2008/7276 E., 2010/3029 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, birleşen dava yönünden birikmiş faiz hesabının denetime elverişli olarak gösterilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, kalın cevherde yapılan sürüm olarak ifade edilen işin bedelinden talep edilen 758.957,145 TL, bedelsiz sürüm yapıldığı savunmasına rağmen bedel karşılığı yapılan iş olduğu anlaşılan işin bedelinden talep edilen 119.369,082 TL, temizlik işi olarak ifade edilen işin bedelinden talep edilen 942.330,267 TL olmak üzere toplam 1.820.656,49 TL sözleşmeden kaynaklanan asıl alacağın, sözleşmede açıkça tarif edilen (kesin hak edişin imza tarihinden 15 gün içinde) tarih olan 06.10.2002 temerrüt tarihi itibariyle işlemiş ve mahkemece hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda tespit edilen miktar ve davacının talebi gözönünde bulundurularak hesaplanan ... Bankası"nın avans işlemlerine uyguladığı değişir oranda ticari faiz olan 3.539.356,23 TL"nin ve asıl alacağın %18 KDV’si olan 327.718,16 KDV olmak üzere toplam 5.687.730,88 TL alacağın dava tarihi itibariyle asıl alacağa işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 23.06.2011 tarih ve 6282 E., 7624 K. sayılı ilamıyla onanmış, davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 17.04.2012 tarih ve 4035 E., 6258 K. sayılı ilamıyla, diğer karar düzeltme itirazlarının reddiyle, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin eki mahiyetinde bulunan Genel Şartname"nin 40. maddesinde kesin hakediş bedelinin kabulünden itibaren 15 gün içinde ödeneceği yazılı ise de, davacı tarafça da kabul edildiği üzere davacının davalıya 06.05.2004 tarihinde tebliğ edilen 05.05.2004 tarihli ihtarnamesinde alacak tutarını tebliğden itibaren 20 gün içinde ödemesi hususunda atıfet mehli vermiş bulunduğundan birleşen davadaki birikmiş temerrüt faizi alacağının bu tarihe göre hesaplanmasının gerektiği belirtilerek karar düzeltme talebinin kabulü ile karar bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 1.820.656,49 TL alacağın 27.05.2004 temerrüt tarihinden itibaren birleşen dava tarihi 11.06.2007 tarihine kadarki toplam faizinin 1.809.176,26 TL olarak hesaplandığı, hesabın hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle, birleşen davanın kısmen kabulü ile 1.820.656,49 TL asıl alacak, 1.809.176,26 TL işlemiş faiz, 327.718,16 TL asıl alacağın KDV"si olmak üzere toplam 3.957.550,89 TL"nin, asıl alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmek suretiyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçeli karar başlığında 26.04.2004 olan asıl dava tarihinin, 20.06.2012 olarak yazılması ve birleşen davanın dava tarihine yer verilmemiş olması, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.