11. Hukuk Dairesi 2019/2871 E. , 2020/952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/05/2018 tarih ve 2018/43 E- 2018/318 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 03/05/2019 tarih ve 2018/1866 E- 2019/942 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının ""BÜYÜK ŞEHİR"" ibaresini kendi adına marka olarak tescil ettirdiğini ve müvekkili hakkında kötü niyetli olarak markaya tecavüz iddiası ile suç duyurusunda bulunduğunu, 556 sayılı KHK"nın 7. ve 8. maddeleri uyarınca cins isim ve coğrafi bölgeyi ifade eden ibarelerin marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, bu nedenle söz konusu ibarenin herkesin kullanımına açık olması gerektiğini, davalının tescil işleminin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, bu nedenle eldeki davayı açmakta kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, 556 sayılı KHK’nın 5, 7, 35 ve 42. maddeleri uyarınca herkesin kullanımına açık olması gereken bir işaret üzerinde bir kişinin inhisari bir hakka sahip olamayacağı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/3620 Esas, 2019/676 karar sayılı ilamında ""ŞEHİR İÇİ"" markası bakımından da aynı nedenlerle hükümsüzlük kararının onandığı, davalı adına tescilli ""BÜYÜK ŞEHİR"" ibaresi coğrafi işaret niteliğinde olmasa da, herkes tarafından kullanılabilecek bir ibare olduğu, dosya içeriği itibariyle, davalının dava konusu markayı MK 2. maddesine uygun kullanmayıp, gerek davacıya gerek başkaca kişilere gönderdiği ihtarnameler ile söz konusu ibarenin kullanımını engellemeye çalıştığı, davalının davaya konu markayı kötü niyetle tescil ettirdiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davanın kabulüne, markanın tüm sınıflardan yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkmesince, İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.