15. Hukuk Dairesi 2019/3800 E. , 2020/1662 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sözleşme dışı iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici, taraflar arasında imzalanan 21.09.2006 tarihli sözleşme ile Balçova Belediyesi Çarşı İnşaat yapım işini üstlendiğini, işin yapılıp teslim edildiğini, sözleşme dışı ilave işler yaptığından bahisle ödenmeyen 91.300,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, davalı, sözleşme dışı iş yaptırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuş, yapılan yargılama sonunda, 54.711,77 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı iş sahibi tarafından temyiz edilmesi sonucunda, Dairemizin 27.06.2012 gün ve 2012/3503-4876 sayılı ilamı ile davacının karar verildikten sonra 03.12.2010 tarihli protokolü sunduğu, söz konusu protokolde imzaları bulunan kişilerin temsil ve imzalarının sıhhatlerinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bozma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda mahkemece, söz konusu protokolün yargılamada hüküm altına alınan ve icraya konulan miktarın nasıl ödeneceğini düzenlediği, protokolü imzalayan kişilerin yetkili oldukları gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin 08.02.2016 günlü ve 2015/5190 Esas ve 2016/778 Karar sayılı ilamı ile yargılama giderlerinden bütünüyle davacı yüklenicinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle karar düzeltilerek onanmış, düzelterek onama kararına karşı davalı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Dairemizin 06.07.2017 gün ve 2016/6005 Esas, 2017/2781 Karar sayılı ilamı ile değeri 5.000,00TL’den fazla olan 03.12.2010 tarihli protokolü imzalayan belediyeye başkanına belediye meclisi tarafından verilmiş bir yetki olmadığından protokol hükümleri uyarınca inceleme yapılıp karar verilmesinin doğru olmadığı, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda mahkemece; davalı için geçerli olmayan protokolün davacı yüklenici yönünden bağlayıcı olduğu, asıl ve ferileri ile birlikte hükmedilen toplam alacağın en fazla protokolle davacının kabul ettiği miktar kadar olacağı, tahsilde tekerrür olmaması gerektiği gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 54.711,77 TL’nin davalıdan tahsiline, davacı alacağının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile asıl alacak, işlemiş faiz, icra masrafları, icra harç ve giderleri, faiz ve ilam vekâlet ücreti giderleri ve yargılama giderleri dahil olmak üzere 70.663,00 TL ile sınırlandırılmasına ve davacı yararına 6.368,29 TL vekâlet ücreti hükmedilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, 03.12.2010 tarihli protokol hükümlerinin davacı yüklenici bakımından geçerli olduğundan bahisle davacı alacağı 70.663,00 TL ile sınırlandırılmasına karşın hüküm fıkrasında 70.663,00 TL’lik bu sınır içerisine “icra vekâlet ücretinin” dahil edilmemesi doğru olmadığı gibi, davacı yönünden içeriği kesinleşen protokolde tüm icra masrafları ile eldeki davanın yargılama giderleri ile vekâlet ücreti de belirlenen alacak içinde kaldığından hüküm fıkrasında davacı yararına tekrar vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirse de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi tekrar yargılama yapılmasını gerektirmediğinden , mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesine göre düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı iş sahibinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bent 3. paragrafında yer alan 70.663,00 TL’lik sınır içerisine icra harç ve giderlerinden sonra gelmek üzere “icra vekâlet ücreti” kelimelerinin eklenmesine, yine hüküm fıkrasında 3. bent olarak yer alan “ Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 6.368,29 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.