23. Hukuk Dairesi 2015/4407 E. , 2016/1593 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespite ilişkin asıl; itirazın iptaline ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, 1791 sayılı ve 13.03.2002 tarihli müşterek müteselsil borç senedi üzerinde davalının isminin karşısında mevcut bulunan imzaların davalıya ait olup olmadığının tespitini; birleşen davada ise,...2012/1422 esas sayılı icra dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, dava konusu borç senedi asıllarındaki imzaların hiçbirinin davalıya ait olmadığını; birleşen davada ise, icra takibine konu senetlerin zamanaşımına uğradığını, davalının borcunun olmadığını, takibe konu senetlerde yer alan imzaların davalıya ait olmadığını, başlatılan icra takibinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından icra takibi başlatıldığı ve tespit davası açısından davacının hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 06.05.2014 tarih ve 2014/343 esas, 2014/3504 karar sayılı ilamıyla; davacının aynı senede dayanarak davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapması, davacının tespit davasındaki hukuki yararını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle bozulmuş, uyulan bozma ilamı ve birleşen dava dosyasında ... yapılan imza incelemesi sonucunda verilen bilirkişi raporu doğrultusunda senetteki imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesiyle, asıl davada senetteki imzanın davalıya ait olmadığının tespitine, birleşen davada ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl dava 13.03.2002 tarihli müşterek borç senedi altındaki imzanın davalıya ait olduğunun tespitine, birleşen dava ise aynı borç senedine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yargılama sırasında ... alınan raporda senet altındaki imzanın davalıya ait olduğuna dair yeterli bulgu tespit edilemediği ifade edilmiştir. Alınan bu rapora karşı itiraz edilmiş ve Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak itirazların karşılanması talep edilmiştir. Ne var ki mahkemece teknik bir konu olmasına rağmen soyut olarak talep reddedilmiştir.
Davaya konu müşterek ve müteselsil borç senedinin altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunun tespiti HMK"nın 266. maddesinde belirtilen özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davacı tarafın bu yöne ilişkin itirazının karşılanması amacıyla gerekirse yeni imza örnekleri temin edilerek birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, alınacak rapor çerçevesinde ve hatta çelişki oluşması halinde bu çelişkinin de giderilmek suretiyle bir hükme varılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.