12. Ceza Dairesi 2018/8097 E. , 2019/1078 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme
Hüküm : Beraat
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğünde şef olarak görevli katılan ... tarafından kendisine sürekli hakaret edildiğini iddia eden ve aynı birimde memur olarak çalışan sanık ..."nin, katılanla iş nedeniyle aralarında çıkan sorunlarla ilgili aleni olmayan konuşmalarını ve katılanın “sen çirkefsin, olayı farklı yönlere götürüyorsun” biçimindeki sözlerini gizlice cep telefonuna kayıt edip, konuşma kaydını müdürlerine dinleterek, TCK"nın 133/3-1. madde, fıkra ve cümlesindeki kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanık tarafından sadece katılanla yüz yüze yapılan, bir üçüncü kişinin dahil olmadığı konuşmaların kaydedilmesi karşısında, TCK"nın 133. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme ve sanığın tarafı olduğu konuşmayı kaydetmek suretiyle elde ettiği verileri ifşa etmesi karşısında, aynı kanunun 133. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı, çözümü yapılan ses kaydının içeriğine göre, taraflar arasındaki tartışma esnasında, katılanın özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte herhangi bir konuşmasının kaydedilmemesi nedeniyle sanığın eyleminin TCK"nın 134. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmayacağı anlaşıldığından, sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmamasından dolayı sanığın beraatine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmemesinin isabetsiz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafındaki, “BERAATİNE” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına, “CMK"nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.