4. Hukuk Dairesi 2015/12815 E. , 2017/4783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/05/2014 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı yasa uyarınca ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kullandığı araçla dava dışı polis memurunun kullandığı motorsiklete çarpması sonucunda, polis memurunun yaralandığını ve 17/12/2013 tarihli Nakdi Tazminat Komisyon Kararı ile yaralanma derecesine göre hesaplanan tazminatın polis memuruna ödendiğini belirterek, ödenen tazminatın davalıdan rücuen tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, dava dışı yaralanan polis memuru hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu’nun ilgili raporunda, kaç gün iş ve güçten kaldığına dair bir belirleme bulunmadığı, kurum tarafından ödenen tazminatın neye göre ödendiğinin davacı tarafından sunulan delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; polis memurunun 01/11/2013 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücuttaki kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkiler nitelikte yaralandığı ve 17/12/2013 tarihli Nakdi Tazminat Komisyon Kararı ile polis memuruna yaralanma derecesine göre dava konusu tazminatın ödendiği anlaşılmaktadır.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun"a dayalı olarak çıkartılan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğin 7. maddesine göre (Değişik: 22.02.2013-2013/4380 K.); ""Yaralanma halinde, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri, askeri hastaneler, üniversite hastaneleri veya Adli Tıp Kurumu tarafından verilen adli muayene raporlarında belirtilen yaralanmaların en ağır olanı üzerinden (farklı teşhisler olması halinde) 5"inci maddedeki tutarın yaralanmanın; a)Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması halinde %3"ü, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmaması halinde %5"i oranında, b)Vücutta kemik kırılmasına neden olması ve kırığın kişinin hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif derecede olması halinde %7"si, orta derecede olması halinde %10"u, ağır derecede olması halinde % 15"i oranında, c)Kişinin yaşamını tehlikeye sokacak derecede olması halinde %20"si oranında, d)Araz bırakması halinde %20"sini aşmamak şartıyla yaralanma derecelerinde belirtilen oranların iki katı tutarında, ödeme yapılır." hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlenmeye göre tazminat miktarı iş ve güç kaybı süresine göre değil; yaralanma derecesine göre belirlenmelidir.
Davaya konu olayda Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun karar tarihi 17/12/2013 olup tazminat miktarı yeni yönetmelik hükümlerince belirlenmiştir. Bu nedenle anılan yönetmelik hükümleri uyarınca yaralanma derecesine göre hesap yapılması gerekmektedir. Şu durumda, yasada ve yönetmelikte belirtilen hesaplama yöntemine göre başka bir bilirkişiden alınacak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre zarar kapsamı belirlenerek hüküm kurulması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında yukarıda anılan kanun ve yönetmeliğe aykırı olarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.