13. Hukuk Dairesi 2015/18246 E. , 2017/2691 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılan...Konutları"ndan daire satın aldığını, satın aldığı bağımsız bölümde, ortak kullanım alanlarında açık-gizli ayıplar ile eksikliklerin olduğunu ileri sürerek, bu zararların giderilmesi için gerekli bedelin dava tarihi itibariyle tespitine ve fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, 1.930,00TL nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslah dilekçesiyle talebini 7.346,19TL olmak üzere artırmıştır.
Davalı, dairede ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yalnıca gizli ayıplı işler yönünden davacının haklılığı benimsenmek suretiyle, davanın kabulüne, 1.930,00-TL"nin 23/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5.416,19-TL"nin 13/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan Türk Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 223.maddesi (818 sayılı B.K."nun 198.maddesi) uygulanacaktır. Türk Borçlar Kanununun 223.maddesine (818 sayılı B.K."nun 198.maddesi) göre, ”Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da hemen satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. TBK’nun 223. maddesinde (818 sayılı B.K."nun 198.maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Hemen belirtmek gerekir ki eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder.İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur. İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir.4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davaya konu konutun 24.07.2008 tarihinde teslim edildiği, davalı idare tarafından geçici kabulün ise 26.06.2008 tarihinde yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dava konusu Aksantaş Konutları"nda mahkemece keşif yapılmış ve konusunda uzman bilirkişi tarafından rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi, gizli ayıpların teslim tarihinden bir kış mevsimi geçtikten sonra ortaya çıkabileceğini belirtmiştir. Konutun teslimi ile dava tarihine göre beş kış mevsiminin geçtiği görülmektedir. Kaldı ki, konutların bulunduğu Adana ilinde kış mevsiminin diğer il ve yörelere göre daha ılıman geçtiği de bilinmektedir. Mahkemece gizli ayıplar yönünden süresinde, davalı idare adına sahada bulunan yüklenici veya müşavir firma çalışanlarına ihbarda bulunulduğu kabul edilmiş ise de, dosya kapsamı itibariyle sözkonusu ihtarın ne zaman yapıldığı açık ve net olarak anlaşılamamaktadır. Davacının ihtarı süresinde yaptığını yasal delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Bu yönde bir ihtarın delil olarak dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır. O halde, daire ve ortak alanlardaki gizli ayıpların süresinde yapılmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıdaki 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.