
Esas No: 2016/28672
Karar No: 2017/2686
Karar Tarihi: 01.03.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28672 Esas 2017/2686 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, sol gözündeki rahatsızlığından dolayı davalı hastanede davalı doktor tarafından ameliyat edildiğini, kontrol için gittiğinde, hastane yönetiminin, davalı doktorun kalp krizi geçirdiğini ve hastanede başka göz doktorunun da olmaması nedeniyle tedavisine devam edilemeyeceğini belirterek kendisini başka bir kuruma yönlendirdiğini, burada görme yetisinin % 90"ını kaybettiğini öğrendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tedavi gideri için 500 TL. maluliyetine bağlı iş ve güç kaybına ilişkin olarak 5.000 TL olmak üzere toplam 5.500 TL maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 105.500 TL"nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı doktorun hatalı operasyonundan kaynaklı olarak görme yetisinin büyük oranda kaybedildiği iddiası ile istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.
Mahkemece, ortaya çıkan sonucun bir komplikasyon olduğunu, sonrasında yapılan tedavinin tıbba ve fenne uygun olduğunu, davalı doktorun uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğunu belirten 06.04.2010 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ve itiraz üzerine alınan aynı görüşü benimseyen 01.11.2012 tarihli Adli Tıp Genel Kurul raporlarına dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, dosya kapsamı incelendiğinde, alınan ve dosyaya kazandırılan raporlarda olaya ilişkin yeterli açıklamanın bulunmaması, özellikle hastanenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının irdelenmemesi ve davacıya karşı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin incelenmemiş olması dikkate alınarak, mahkemece, davaya konu olayda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, aralarında dava konusu hususta uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği hususunda, ayrı ayrı davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı, yapılan operasyon ile ilgili davacının yeterli düzeyde aydınlatılıp aydınlatılmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların ayrı ayrı kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.