11. Ceza Dairesi 2016/5865 E. , 2018/1378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Katılan vekilinin temyiz dilekçesi içeriğine göre temyiz isteminin, sanıklar hakkında “sahte fatura düzenlemek“ suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek, bu hükümlere hasren yapılan incelemede gereği görüşüldü;
1-Sanıklar hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıklardan ...‘in 2006 yılında çalıştırdığı çay ocağına gelen “...“ isimli bir şahsın şirket kuracağını, kendisine de bu şirkette iş vereceğini söyleyerek kimliğini aldığını, birlikte notere giderek bir sürü kağıda imza attıklarını, bu şirkette hiç çalışmadığını, belirli bir yeri olmadığını, şirket faaliyetleri ile ilgili bir işlem yapmadığını, sanık ...‘ın da 2007 yılında şirket kurmak istediğini duyan “...“ isimli bir şahsın yanına gelerek şirket hisselerini devretmeyi teklif ettiğini, önceden tanımadığı diğer sanık ...‘i de çağırdığını, birlikte notere gittiklerini, birçok belge imzaladıklarını, Esenler Vergi Dairesi‘ne yasal işlemler için gittiğinde, şirketin diğer ortağı olarak görünen ... isimli kişinin paravan şirketleri olduğunu öğrenmesi üzerine mükellefiyet kaydının yapılmamasına dair dilekçe verdiğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemeleri, sanık ...‘ın Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü‘ne verdiğini belirttiği ve bir suretini dosyaya ibraz ettiği dilekçenin ilgili kurum nezdinde araştırılmaması, dosya içerisinde belirtilen takvim yıllarında düzenlenmiş herhangi bir fatura aslı yada suretine rastlanılmaması, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; sanıklar tarafından düzenlenen 2006 ve 2007 takvim yıllarına ait kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi ile sahte faturanın düzenlendiği tarihin suç tarihi olduğu gözetilerek suç tarihlerinin belirlenip zamanaşımı süresi ve sanıkların şirket yetkilisi olarak sorumlu oldukları dönemler açısından değerlendirilmesi, suça konu faturaların, bizzat sanıklar tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi bakımından da, faturaları kullanan şirket yetkililerinin tanık olarak beyanlarına başvurularak, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve suça konu faturaları kimden, hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları hususlarının ayrıntılı olarak sorulması, sanık ... tarafından Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü‘ne verildiği iddia edilen dilekçe suretinin gerçekliğinin ilgili kurumdan araştırılması, faturalar ile vergi dairesine sanıklar adına ibraz edilen diğer belgelerdeki imza ve yazıların sanıklara aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Kabule göre de;
a)Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen faturaların, bir bütün halinde zincirleme şekilde sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, somut olayda sanıklar hakkında mütalaaya uygun olarak “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı halde, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi yıla ait olduğu da açıklanmaksızın, zincirleme suç hükümleri de uygulanmadan, tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini, yasaya aykırı,
b)Uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası nazara alınarak 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‘nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.