Esas No: 2021/3465
Karar No: 2022/1672
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3465 Esas 2022/1672 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3465 E. , 2022/1672 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3465
Karar No : 2022/1672
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 21/12/2020 tarih ve E:2017/5618, K:2020/5947 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına yönelik yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile 6749 sayılı Kanun'un 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 21/12/2020 tarih ve E:2017/5618, K:2020/5947 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüt içinde yer aldığına, örgütün 2010 yılında HSK'da çoğunluğu ele geçirmesini müteakiben örgüt kontenjanından Yargıtay üyeliğine seçildiğine ve diğer hususlara yönelik tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Davacının adının geçtiği ByLock yazışmaları yönünden, davalı idare tarafından dosyaya sunulan davacının adının geçtiği ByLock yazışma içerikleri ile davacıya ait hizmet cetveli birlikte incelendiğinde, davacının söz konusu ByLock yazışmalarının yapıldığı tarihte Yargıtay ... Ceza Dairesi üyesi olarak görev yaptığı ve yazışma içeriklerinin davacıya ait bilgilerle uyumlu olduğu; bu durumda, davacının adı, soyadı ve görev yerine açıkça yer verilen söz konusu yazışmalar davacı hakkında işbu dosya kapsamında yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının beyanlarına itibar edilmediği ve davacının adının geçtiği ByLock yazışma içeriklerinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan destekleyici bir unsur olarak değerlendirildiği;
Ankesörlü/sabit hat telefon görüşmesi kaydı yönünden, yukarıda yer verilen iletişime dair kayıtların incelenmesinden davacının örgütün örgütsel amaçlı haberleşme metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu;
Unvanlı görev yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Yargıtay üyeliğine (örgüt kontenjanından) atanmasının yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu;
Yargıtay Başkanlığı önünde yapılan basın açıklaması yönünden, davacının bahse konu basın açıklamasına katılması hususunun yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 667 sayılı KHK'nın Anayasa'ya aykırı olduğu, savunma ve gerekçeli karar haklarının ihlal edildiği, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı, kişiselleştirme yapılmadan, sadece kişinin görev yaptığı dönem dikkate alınarak ve kişisel kusur araştırılmadan uygulanan kamu görevinden çıkarma tedbirinin AİHS'e aykırı olduğu, "iltisak" ve "irtibat" gibi soyut terimlere dayalı olarak işlem tesis edilmesinin temel hakların ihlali niteliğinde olduğu, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlandıkları ve salt kendilerini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, meslekten çıkarılmalarının makul denge şartını sağlamaması ve orantısız oması nedeniyle meslekten çıkarılmasına karar verilmesi suretiyle özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu yönündeki Daire görüşünün isabetsiz olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 21/12/2020 tarih ve E:2017/5618, K:2020/5947 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.