Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/5897
Karar No: 2022/5254
Karar Tarihi: 28.04.2022

Danıştay 6. Daire 2021/5897 Esas 2022/5254 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/5897 E.  ,  2022/5254 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/5897
    Karar No : 2022/5254

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN ÖZETİ : Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, ... pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların (yeni … ada, … ve … nolu parseller) imar planında otopark alanı olarak belirlenmesine rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının sınırlandırıldığından bahisle, uğranıldığı ileri sürülen 40.000,00 TL (miktar artarım dilekçesi ile toplam: 330.075,00 TL) maddi zararın el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada; taşınmazların değeri olan 330.075,00 TL'nin 40.000,00-TL'sinin idareye başvuru tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren, 290.075,00-TL'sinin ıslah dilekçesinin idareye tebliğ tarihi olan 13/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine davanın kabulü yolunda … İdare Mahkemesi'nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karara karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun, mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "40.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren 290.075,00 TL'nin ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 13/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizle birlikte ödenmesine" ifadesinin "40.000,00 TL maddi tazminatın dava açma tarihi olan 08/02/2019 tarihinden (İdari Dava Dairesi kararında sehven 08/12/2019 şeklinde yazılmıştır.) itibaren, 290.075,00 TL'sinin ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 13/11/2019 tarihinden (İdari Dava Dairesi kararında sehven 11/06/2019 şeklinde yazılmıştır.) itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine" şeklinde düzeltilmek suretiyle reddi yolunda … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 28/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.


    KARŞI OY (X) :
    Dosyanın incelenmesinden, davacının maliki olduğu uyuşmazlık konusu taşınmazların ilk olarak 1978 yılında "lise alanı" olarak planlandığı, 1986 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında "konut alanı"na çevrildiği, 1990 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında "otopark alanı" olarak fonksiyonlandırıldığı, 2002 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında ise "park alanı" olarak planlandığı, halihazırdaki 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da … ada, … nolu parselin "açık otopark ve kaldırım alanı"na; … ada, … nolu parselin ise "otopark alanı"na isabet ettiği, taşınmazların kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı, uyuşmazlığın çözümü amacıyla İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; "2942/4650 Sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine dayanarak dava konusu taşınmazın arsa olarak imar durumu, topoğrafik yapısı, mevkisi, şehir merkezine olan uzaklığı, yüzölçümleri ve diğer özellikleri ile Belediye hizmetlerinin bütününden faydalanması, dikkate alınarak toplam 10 adet emsal değerlendirilmiştir. 1-2-3-4-5-6-7-8 no'lu emsaller yukarıda açıklanan nedenlerle emsal olarak alınmamıştır. 9 ve 10 no'lu emsallerin avantajlı ve dezavantajlı tüm yönleri bir bütün olarak göz önüne alındığında yukarıda açıklanan nedenlerle emsal olarak heyet tarafından değerlendirmeye tabi tutulduğu, buna göre, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki (08.02.2019) Piyasa Alım ve Satım rayiçleri de göz önüne alındığında ve benzer imar durumu esas alınarak yapılan proje geliştirme yöntemine göre arsa birim değerinin 750 TL/m² olabileceği kanaatine varılarak, … ada, … parselin (Eski: …, … parsel) arsa değeri : 219,99 m² x 750,00 TL/m² = 164.992,50 TL, … ada, … parselin (Eski : …, … parsel) arsa değeri : 220,11 m² x 750,00 TL/m² = 165.082,50 TL olmak üzere toplam =330.075,00 TL. olduğu şeklinde tespit ve görüşlere yer verildiği, anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü ile, belirlenen tazminat miktarının davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazlardan … ada, … nolu parselin imar planında "açık otopark ve kaldırım alanı" olarak belirlendiği, taşınmazın 205,23 m²'lik kısmının açık otoparka, 14,76 m²'lik kısmının ise kaldırım alana isabet ettiği, kaldırım alanına ilişkin kısım için kamulaştırmadan sorumlu idarenin ilgili ilçe belediyesi olduğu sonucuna ulaşıldığından, taşınmazın kaldırım alanına ilişkin kısmı yönünden davanın ilgili ilçe belediyesinin husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı husumetiyle davanın görülerek verilen davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluğun kararına katılmıyorum.


    KARŞI OY (XX) :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır.
    İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur. Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer.
    Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez.
    El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır. İdarenin hukuka aykırı işleminin iptal edilmesi sonucunda kamulaştırma işlemi gerçekleştirileceğinden, kamulaştırma yükümü altında olan idare tarafından bedel tespiti ve tescil için açılacak dava ise iptal davasının dolayısı ile kamulaştırma işleminin sonucu ve tamamlayıcısıdır.
    Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir. Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir. Nitekim, Kamulaştırma Kanunundaki düzenleme de bu şekilde olup kamulaştırma işleminin uygulanması, gerçekleştirilmesi amacıyla açılan bedel tespit ve tescil davası idarenin taşınmaz mülkiyetini üzerine almasını temine yöneliktir.
    3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat yönünden yapılacak değerlendirme sonrasında, tasarruf hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle idarenin kamulaştırmama işleminin iptaline karar verilmesi halinde, iptal hükmü gereği taşınmazın değerinin belirlenmesi ve taşınmaz malikine ödenmesi için kamulaştırma kanunundaki sürecin işletilerek idarenin işlem yapması, bu kapsamda asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması sonucunu da doğuracağından, iptal kararından sonra mülkiyetin bedele dönüştürülmesine ilişkin tazminat istemi hakkında ayrıca inceleme yapılarak karar verilmesine gerek yoktur. Bir başka ifade ile, iptal kararının uygulanması bağlamında idarece kamulaştırma kanununa göre gerekli işlemler başlatılacak olup, ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın aynına ilişkin ve tescil sonucunu doğuracak olan bedele ilişkin uyuşmazlık iptal kararının sonucu olarak adli yargı yerinde çözümlenecektir.
    Bu durumda, uyuşmazlıkta, davaya konu taşınmazın kütüphane alanında kaldığı görülmekte ise de, öncelikle söz konusu kamu alanına ilişkin kamulaştırma yapmakla yükümlü idarenin belediye mi yoksa davalı bakanlık mı olduğu hususunun araştırılıp netleştirilip davalı idare hasım mevkiine alıntan sonra; taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi; mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Mahkeme kararının yukarıda belirttiğimiz gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi