13. Hukuk Dairesi 2018/2397 E. , 2020/325 K.
"İçtihat Metni"
1-..., 2-..., 3-... vekili avukat ... ile 1-..., 2-..., 3-... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10/11/2015 tarih ve 2015/79-2015/518 sayılı hükmün Dairemizin 08/02/2018 tarih ve 2016/17912-2018/1488 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacılar, davalılardan ..."in, düğün merasiminde tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu silahla bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini ve uzun süre cezaevinde tutuklu ve hükümlü olarak kaldığını, davalı ..."in tutuklu iken kendilerinden, eşi Hava ve oğlu Çetin"e sahip çıkmalarını, talep ettikleri zaman nakdi ve ayni ödemede bulunmasını istediğini, cezaevinden çıktığında hesaplaşacaklarını söylediğini, ancak hesaplaşma ile ortaya çıkan bedelin ödenmediğini ileri sürerek davalılara borç olarak verilen 131.750,00 TL fındık bedelinin dava tarihinden itibaren, 1.250,00 TL nakit alacaklarının 14 Mayıs 2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/02/2018 tarih ve 2016/17912-2018/1488 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş; davacılar, tarafından bu kez de karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1-Eldeki dava, karz akdine dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılar ve davalılar arasında kardeş, amca, yeğen, akrabalık ilişkisi bulunduğu, bu nedenle davacıların iddialarını dava konusunun miktarına bakılmaksızın tanıkla ispatlayabilecekleri, dinlenen davacı tanıkları ..., ... ve ..."in beyanlarına göre, ... ve çocukları Cihan ve Baki"nin davalı ... ile eşi Hava ve oğlu Çetin"e maddi ve manevi olarak destekte bulundukları, maddi olarak bulunulan destekte o günün alivre fındık hesabına çevrilip, alivre fındık üzerinden davalıların davacılara borçlandıkları, 2007 yılında bir dönem davalı ..."in cezaevinden çıktığı, ... ile davacılar Salih, Cihan ve Baki"nin oturup, borç hesabı yaptıkları ve sonuçta davalıların davacılara 7.750 kg fındık ve 1.250,00 TL borçlu olduğu hususunda anlaştıkları, ..."in davacılara anlaştıkları meblağı 2007"nin fındık mahsulünün olacağı dönemde, fındık olarak ödeyeceği hususunu bizzat davacı tanıkları ... ve ..."in yanında söylediği, ancak ... yeniden cezaevine girdiği, sonrasında bu bedelin davalılar tarafından ödenemediğinden, ödemenin vadesini 2012 yılına ertelendiği, 2012 yılı ve sonrasında da ödeme olmadığı ve eldeki davanın açıldığı yönündeki bizzat görgüye dayalı davacı tanık beyanlarıyla anlaşıldığı, davalı tanıkları ... ve... her ne kadar davalıların davacıya herhangi bir borcu olmadığını beyan etmiş ise de, ... ve..."ın davalı ... ve Hava"nın kızları davalı ..."in kardeşleri olmaları nedeniyle anne baba ve kardeşleri lehine tanıklık edebileceği kanaatiyle beyanlarına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; sunulan nüfus kayıt örneklerine göre, davacı ... ile davalı ..."in kardeş oldukları görülmektedir. Bu durumda, dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 203. maddesinin a bendine göre "Ancak altsoy, üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana, gelin ve damat arasındaki işlemler için tanık dinlenebilir." hükmü gereği, davacı ... ile davalı ... yönünden kardeş oldukları gerekçesiyle diğerlerinden ayrılarak tanıkla ispatının mümkün olduğuna, diğer taraflar yönünden ise tanıkla ispatı mümkün olmadığından yemin delilinin de hatırlatarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizin 08/02/2018 tarih ve 2016/17912-2018/1488 sayılı ilamında "Somut olayda, taraflar amca-yeğen olup, davalı tarafın açık muvafakatı olmaksızın tanık dinlenilmesi mümkün değildir. Alacağın varlığını ispat yükü kendisinde olan davacılar alacak iddialarını miktar itibariyle yazılı delil ile ispatlamalıdır. Ne var ki, dosya kapsamında bulunan belgelerden davacıların iddialarını yazılı delil ile ispat edemedikleri ancak dava dilekçesinde, kesin deliller arasında yer alan yemin deliline de dayandıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, davacılara yemin delili hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi" belirtilerek kararın zuhulen bozulduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Dairemizin 08/02/2018 tarih ve 2016/17912-2018/1488 sayılı bozma kararının kaldırılarak, mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacıların sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle Dairemizin 08/02/2018 tarih ve 2016/17912-2018/1488 sayılı “bozma” ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 74,80 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.