16. Ceza Dairesi 2020/3145 E. , 2021/3295 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
19.08.2016 (...),
20.08.2016 (...),
23.08.2016 (...),
07.01.2017 (...),
16.01.2017 (...),
27.01.2017 (...)
21.03.2017 (..., ...),
18.06.2017 (...)
Hüküm : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53/1-2-3, 62, 63, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-Sanıklar ... ve ... yönünden TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53/1-2-3, 63, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi,
3-Sanıklar ..., ... ve ... yönünden TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 221/4, 53/1-2-3, 62, 63, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin ceza miktarı itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
İstinaf Mahkemelerinin sisteme dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucunun, hem maddi olay hem de hukuki denetim yapacak olan istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken (5271 sayılı yasa CMK. madde 273/4), incelemesi hukuki denetimle sınırlı (CMK. madde 294/2) olan temyiz yolunda; mülga 1412 sayılı CMUK"tan (madde 305) da farklı şekilde, re"sen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde/layihasında temyiz edenin hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini/temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu (CMK madde 294/1) şart koşmuş ve temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermemesi durumunda; tıpkı başvurunun süresi içinde yapılmaması, hükmün temyiz edilemez olması ya da temyiz edenin buna hakkı bulunmaması hallerinde olduğu gibi usulüne uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceğinden temyiz isteminin reddedilmesini (CMK madde 298) emretmiş (F.Yenisey-A.Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku sh.923,Centel-Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh.826,C.Şahin-N.Göktürk Ceza Muhakemesi Hukuku sh.278) olmasına, anılan kanunun 289. maddesinin, usulüne uygun açılmış bir temyiz davasının “sınırlı inceleme ilkesinin” bir istisnasını teşkil etmesine (F.Yenisey-A.Nuhoğlu,age sh.905),
şartları ve usulü açık bir şekilde ortaya konulmak şartıyla (AİHM Galstyan/Ermenistan Başvuru no;26986/03 15.01.2007 t.) öngörülen usul şartlarına uyulmaması sebebiyle kanun yolu başvurusunun reddedilmesinin bu hakkın ihlali sonucunu doğurmayacağının (AİHM Sjöö/İsveç Başvuru no;37604/97) da istikrar kazanmış yargısal kararlarla kabul edilmesine nazaran; sanık müdafii tarafından verilen 31.01.2020 tarihli temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediği anlaşılmakla; temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Diğer sanıklar açısından temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında sanık ... yönünden "17.08.2016" yerine "17.08.2017", sanık ... yönünden "21.03.2017" yerine "16.11.2016", sanık ... yönünden "20.08.2016" yerine "20.08.2017", sanık ... yönünden "18.06.2017" yerine "17.10.2016" olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ... hakkında dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu açısından yeterli olduğu görülmekle, sanık ... hakkında tanzim edilen Bank Asya bilirkişi raporuna göre sanığın hesabında herhangi bir işlemin bulunmadığının belirtilmesi karşısında Bank Asya hesap hareketlerinin atılı suç açısından delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu sonuca etkili görülmemiştir.
Sanıklar ... ve ..."in çocuklarını örgüte müzahir okula ve dershaneye göndermelerinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ... ve ..."un temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar ... ve ..."nın ByLock kullanıcısı olduklarını ikrar etmeleri karşısında ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Sanık ..."ün eşine ait Bank Asya hesap hareketlerinin suç ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet sayılamayacağı, yine sanık ..."nın çocuğunu örgüte müzahir okula ve dershaneye göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmemesi esasa etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Etkin pişmanlıktan yararlanan sanıklar hakkında TCK’nın 221/5 maddesi uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümlerin sanıklar ... ve ... ile ilgili olan başlıklarının dördüncü bentlerinden sonra gelmek üzere “Sanık hakkında TCK’nın 221/5 maddesi uyarınca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına" şeklindeki fıkranın eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
1-Sanıklar ... ve ... hakkında;
Sanıklar hakkında istinaf aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan veri inceleme raporları değerlendirilerek CMK’nın 217. maddesi gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerektiği lüzumu,
2-Sanık ... hakkında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği
ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinin tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
b-Kabul ve uygulamaya göre de;
aa-Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ"de gerçekleştirdiği mutad hesap hareketlerinin ve mezkur bankanın TMSF"ye devredildiği tarihten sonra 30.07.2015 tarihinde karılım hesabı açmasının örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi,
bb-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, sanık ..."ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilen ceza miktarı, bozma nedenleri ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 25.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.