10. Hukuk Dairesi 2016/15418 E. , 2019/1703 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne şeklinde karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanun"un 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Davacı, kazalı sigortalının 11.09.1998 günü geçirmiş olduğu trafik iş kazası sonucu %64 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirlerden, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masraflardan oluşan kurum zararının %50"sine tekabül eden kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili (sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde olmak üzere) istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair karar vermek suretiyle, davacı Kurumun sigortalı ..."nun geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması olayında ödenen ilk peşin sermaye değeri olan 18.648,93 TL ile geçici iş göremezlik ödeneğinin işlemiş faizi olan 839,65 TL"nin tahsis onay tarihi olan 28/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı ... şirketi ile davalı ..."in tedavi giderlerinden ve geçici iş göremezlik aslından dolayı kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığından kurumun tedavi giderleri yönünden ve geçici iş göremezlik aslından dolayı alacağa ilişkin talebin reddine, sigorta şirketinin ise ilk peşin sermaye değeri olan 18.648,93 TL"den teminat limiti dikkate alınarak bakiye 1.792,37 TL"nin davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine, " şeklinde hüküm kurduğu ve fakat hüküm fıkrasının kendi içerisinde çelişki arzettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile ile davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."e iadesine, 27.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.