20. Ceza Dairesi 2018/1982 E. , 2018/5170 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında... .Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/11/2014 tarihli 2014/302 esas ve 2014/197 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 26/02/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
a)Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda.... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18/04/2013 tarihli 2012/114417 soruşturma ve 2013/15682 esas sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1-2,53,58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
b)Yapılan yargılama sonucunda ... 22.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/02/2014 tarihli 2013/400 esas ve 2014/222 karar sayılı kararı ile TCK’nın 191/2.maddesi uyarınca sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, kararın sanığa 10/03/2014 tarihinde tebliğ edilerek 18/03/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve gereğinin ifası için.... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği,
c)... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 17/06/2014 tarihli çağrı yazısının 23/06/2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, kanuni süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 07/08/2014 tarihinde.... Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
d).... . Asliye Ceza Mahkemesi’nin kanun yararına bozmaya konu 10/11/2014 tarihli 2014/302 esas ve 2014/197 karar sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1,62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/11/2014 tarihinde sanığa tebliğ edilerek 01/12/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair.... 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/02/2014 tarihli ve 2013/400 esas, 2014/222 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda 5137 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair.... 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2014 tarihli ve 2014/302 esas, 2014/197 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda.... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 23/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği bildirilmiş; ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca .... 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2014 tarihli ve 2014/302 esas, 2014/197 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık hakkında verilen “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” ilişkin kararın infazı sırasında;
Sanığa, 10 gün içinde.... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının usule uygun şekilde tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle yapılan yargılamada; “kamu davasının durmasına ve infazın kaldığı yerden devamına ilişkin karar” verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
.... 43.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/11/2014 tarihli ve 2014/302 esas, 2014/197 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
14/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.