Esas No: 2021/2315
Karar No: 2022/1692
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2315 Esas 2022/1692 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2315 E. , 2022/1692 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2315
Karar No : 2022/1692
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
2- …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16/02/2021 tarih ve E:2019/976, K:2021/500 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'ne 01/04/2010 tarih ve 27539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklikle eklenen 26/A maddenin 5. fıkrası ile bu maddeye istinaden Hakkari Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen enerji kimlik belgesi oluşturma yetkisinin iptaline ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16/02/2021 tarih ve E:2019/976, K:2021/500 sayılı kararıyla;
Davacının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen eğitimlere katılması ve sınavda başarılı olması sonucunda enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkilendirilen gerçek kişi olduğu, enerji kimlik belgelerinin "BEP-TR" isimli elektronik sistem kullanılmak suretiyle düzenlendiği ve Bakanlık tarafından yetkili kişilere BEP-TR sistemine erişim izni verilerek sistemin kullanılmasının sağlandığı,
Gerçeğe aykırı belge düzenlendiği gerekçesi ile davacının enerji kimlik belgesi verme yetkisinin üç ay süre ile askıya alındığı, davacının sisteme erişim yetkisinin bir yılda üç kez askıya alındığından bahisle de süresiz olarak durdurulması üzerine anılan işlem ile dayanağı Yönetmelik maddesinin iptali istemiyle bakılan dava açıldığı;
Enerji kimlik belgesi oluşturma yetkisinin iptaline ilişkin dava konusu uygulama işleminin davalılardan Hakkari Valiliği tarafından tesis edilmesi nedeniyle anılan Valiliğin husumete ilişkin itirazının geçerli görülmediği;
Öte yandan, iptali istenen Yönetmelik'in mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yayımlanmış olduğu görülmekle birlikte, 04/07/2011 tarih ve 27984 1. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesinde, mevzuatta mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yapılmış olan atıfların Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yapılmış sayılacağının kurala bağlandığı; sonrasında 09/07/2018 tarih ve 30473 3. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddesi ve Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası ile 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 97. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının davalı sıfatıyla bakılan davada taraf olduğu;
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'nun "Amaç" başlık 1. maddesi, "Uygulamalar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) ve (d) bentleri, 05/12/2008 tarih ve 27075 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nin Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşlar" başlıklı 26/A maddesinin 5. fıkrası ile 27. maddesinin 5. fıkrası, 10/06/2010 tarih ve 27607 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlarına ve Eğitici Kuruluşlara Verilecek Eğitimlere Dair Tebliğ'in "Denetleme" başlıklı 11. maddesi, 07/01/2021 tarih ve 31357 sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanan Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlarının Eğitim ve Denetimlerine Dair Tebliğ'in "Enerji kimlik belgesi uzmanlarının ve enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşların denetimi" başlıklı 10. maddesine yer verilerek;
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nin 26/A maddesinin 5. fıkrası yönünden; 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde enerji kimlik belgesinin, asgarî olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belge olarak tanımlandığı, ancak belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esasların Kanun'un 7. maddesinin (d) bendi uyarınca yönetmelik ile belirlenmesi hususunun kurala bağlandığı,
Bakanlığın, Kanunla kendisine verilen bu yetkiyi "binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla uyuşmazlığa konu Yönetmeliği yayımlayarak kullandığı,
Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idarenin, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahip olduğu, "kural işlemler" (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler)in, üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemler olduğu, düzenleme yetkisini kullanarak yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması zorunlu olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi gerektiği,
Enerji kimlik belgelerinin, 5627 sayılı Kanun'un ve Yönetmeliğin amaç maddesinde vurgulandığı üzere, enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması için öngörülmüş bir sistem olduğu; enerji kimlik belgesinin bu yönüyle tüm toplumu ilgilendiren öneminin yanı sıra aktarılan mevzuat uyarınca yapı kullanma izni alacak yeni binaların enerji tüketimi ve CO2 salınımı olarak asgarî C sınıfı ve daha üstünde olması gerektiği, aksi hâlde yapı kullanma izni belgesi alamaması nedeniyle de tek tek kişiler üzerinde önemli hukukî, ekonomik ve malî sonuçlar doğurabildiği,
Enerji kimlik belgelerinin amacı ve ortaya çıkardığı sonuçlar, belge düzenleme yetkisinin kamu adına kullanıldığı da dikkate alındığında, enerji kimlik belgelerinin gerçeğe uygun şekilde düzenlenmesi ve belge oluşturma yetkisinin kötüye kullanılmaması gerektiğinin açık olduğu, Bakanlıktan yetki alarak belge düzenleyen kişilerin belgelerin hazırlanmasında kendilerine verilen yetki kapsamında hareket etmeleri ve gerçeğe uygun verileri kullanarak belgeleri tanzim etmelerinin beklendiği;
Uyuşmazlığa neden olan yönüyle Yönetmelik'in 26/A maddesinin 5. fıkrası incelendiğinde, enerji kimlik belgelerinin düzenlenmesi ile ilgili faaliyetlerin denetiminin Bakanlık tarafından yapılacağı ya da yaptırılacağı; enerji kimlik belgesi vermeye yetkili olanların yetkilerini kötüye kullandıklarının veya gerçeğe aykırı belge düzenlediklerinin tespiti üzerine ilgili enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin ya da diğer gerçek veya tüzel kişilerin enerji kimlik belgesi verme yetkilerinin askıya alınacağı; belgeleri bir yıl içinde üç defa askıya alınanların enerji kimlik belgesi verme yetkilerinin, bir daha verilmemek üzere Bakanlık tarafından iptal edileceğinin kurala bağlandığı,
Öncelikle, Bakanlık tarafından, 08/05/2018 tarih ve E.80397 sayılı yazı ile denetimlerin yapılması için taşra teşkilatına talimat verilerek, denetimlerde takip edilecek ve dikkat edilecek idarî usul ve esasların bildirildiği, anılan Bakanlık yazısında, denetimlerde kurulacak komisyonun yapısı, denetimde istenecek bilgi ve belgeler, her yıl yapılacak denetim sayısı gibi hususlarda açıklama yapıldığı,
Yönetmelik maddesinde, enerji kimlik belgesi verme yetkisinin askıya alınması sebebi olarak ise iki hukukî durumun belirtildiği; buna göre, enerji kimlik belgesi vermeye yetkili olanların yetkilerini kötüye kullandıklarının veya gerçeğe aykırı belge düzenledikleri tespit edilenlerin yetkilerinin askıya alınacağı,
Kuralda yer verilen unsurlardan "yetkinin kötüye kullanılması" ya da "gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi"nin çerçeve hukukî kavramlar olup yapılan denetimlerde ortaya çıkan durumların bu maddeye uygunluğunun ayrıca değerlendirileceği; idareden, yetkinin kötüye kullanılmasına ilişkin durumları ya da gerçeğe aykırı belge düzenleme durumlarının tek tek sayılmasını beklemenin ise hukuken mümkün olmadığı,
Öte yandan, Yönetmeliğe göre enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kişilerin bu konuda eğitim almış, sınavda başarılı olmuş mühendis unvanlı kişiler olduğu ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesi aşamasında hangi durumların Yönetmelik maddesinde yer verilen yetkilerini kötüye kullanma veya gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak değerlendirilebilecek durumları öngörebilecek kişiler oldukları ve idare tarafından denetleme sonucunda tesis edilecek her bir askıya alma işlemi ya da yetki iptali işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğunun açık olduğu;
Bu nedenle, enerji kimlik belgesi verilmesine ilişkin sürecin denetiminin, söz konusu belgelerin bu denetimler sırasında gerçeğe uygun şekilde düzenlenmemesi ve belge oluşturma yetkisinin kötüye kullanılması yolundaki bir ihlalin tespiti hâlinde idarenin buna karşı önce belge oluşturma yetkisini askıya alarak sonrasında ise yetkinin bir yıl içinde üç kez askıya alınması sonucu ihlâlin belli bir ağırlığa ulaşması nedeniyle yetkinin iptal edilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;
Hakkari Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen enerji kimlik belgesi oluşturma yetkisinin iptaline ilişkin işlem bakımından; 22/11/2017 tarihinden 28/11/2018 tarihine kadar davacı tarafından farklı illerde 3424 adet enerji kimlik belgesi oluşturulduğu, yapılan denetimlerde Tunceli Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 28/11/2018 tarihli, Adana Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 17/12/2018 tarihli, son olarak da dava konusu edilen Hakkari Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 06/12/2018 tarihli kararlarıyla davacının yetkilerinin askıya alınmasına karar verilmesi üzerine davacının sistem üzerinden enerji kimlik belgesi verme yetkisinin iptal edildiğinin görüldüğü,
Bu durumda, enerji kimlik belgesi verme yetkisinin iptaline yol açan ayrılabilir her bir işlemin hukukî denetiminin yapılması gerektiği,
Hakkari Valiliğinin askıya alma işlemi açısından yapılan incelemede, … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile davacıdan hazırlamış olduğu yapılara ilişkin belgeler ve projelerin istendiği, yapılan incelemede, … ve … numaralı binalarda duvarların büyük bölümü projede 25 cm olarak görülürken davacı tarafından sisteme 50 cm olarak girildiği, binanın çatısında projede tuğla-kil alüvyon gibi malzemeler bulunmazken davacının enerji kimlik belgesine tuğla olarak girdiği, ısı yalıtım hesabının ise kil-alüvyon olduğu, bina kat döşemelerinde projede herhangi bir yalıtım malzemesi görünmezken davacı tarafından her kat için ayrı ayrı ekstrüde polistiren köpüğü (EPS) girildiği, … ve … numaralı binalarda bina çatısında projede herhangi bir yalıtım malzemesi görünmezken enerji kimlik belgesine 30 cm kalınlığında EPS girdiği, bina kat döşemelerinde projede herhangi bir yalıtım malzemesi görünmezken davacı tarafından her kat için ayrı ayrı EPS girildiği, yine … numaralı binada davacının enerji kimlik belgesine tuğla olarak girdiği, ısı yalıtım hesabının ise kil-alüvyon olduğu, bina kat döşemelerinde projede herhangi bir yalıtım malzemesi görünmezken davacı tarafından her kat için ayrı ayrı EPS girildiği tespit edildiği, bu durumda bahse konu binaların enerji performanslarının yüksek çıkması için gerçeğe aykırı olarak veri girildiğinin açık olduğu görüldüğünden enerji kimlik belgesi verme yetkisinin askıya alınması işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Tunceli Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 28/11/2018 tarihli işlemi açısından yapılan incelemede, merkez Cumhuriyet Mahallesi … ada … no'lu parselde bulunan apartman ve Ovacık ilçesi … Mahallesi … ada … nolu parselde bulunan müstakil konut için düzenlenen enerji kimlik belgesine ilişkin inceleme yapıldığı, … ada … parselde bulunan apartmana yönelik pencere cam özelliklerinin ve bina dış yapı kabuğu yapı elemanlarının enerji kimlik belgesi ile uyumsuz olduğu, soğutma parametrelernin belli olmadığı, aramatür seçiminin uygun olmadığı tespitlerinin yapıldığı, … ada … nolu parselde bulunan müstakil konuta yönelik ise projenin taranmış nüshasının belediye tasdikli olmadığı, pencere ve cam özelliklerinin projede işlenmediği, cam alanlarının enerji kimlik belgesi verileri ile uyumlu olmadığı tespitinin yapıldığı görüldüğünden enerji kimlik belgesi verme yetkisinin askıya alınması işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Adana Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 17/12/2018 tarihli işlemi açısından yapılan incelemede; … no'lu enerji kimlik belgesi için inceleme yapıldığı, … tarih ve … sayılı yazı ile davacıdan projelerin istendiği, davacı tarafından … tarih ve … sayılı yazı ile en kısa sürede projenin teslim edileceğinin bildirildiği, ancak verilen sürenin dolmasına ve davacıya telefonla ulaşılmasına karşın herhangi bir bilge ya da belgenin sunulmadığı, projeler teslim edilmediğinden incelemenin yapılamadığı görüldüğünden enerji kimlik belgesi verme yetkisinin askıya alınması işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bu itibarla, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nin 26/A maddesinin 5. fıkrası ile bu maddeye istinaden Hakkari Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından tesis edilen enerji kimlik belgesi oluşturma yetkisinin iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, muğlak ve keyfi uygulamalara açık düzenlemeler içeren dava konusu Yönetmelik kuralının hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine uygun olmadığı, 5627 sayılı Kanun'da veya diğer kanunlarda enerji kimlik belgesi uzmanları hakkında herhangi bir yasak fiil tanımlaması yapılmadığı ve idari yaptırım öngörülmediği, dava konusu Yönetmelik düzenlemesiyle yasal dayanağı olmaksızın kişilerin çalışma hürriyetini sınırlayıcı bir idari yaptırım öngörülerek kanunilik ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 16/02/2021 tarih ve E:2019/976, K:2021/500 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 28/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
X- 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasıdır. " hükmü;
"Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (i) bendinde, "Enerji kimlik belgesi: Asgarî olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgeyi," ifade ettiği hükmü,
"Uygulamalar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, "Toplam inşaat alanı yönetmelikte belirlenen mesken amaçlı kullanılan binalarda, ticarî binalarda ve hizmet binalarında uygulanmak üzere mimarî tasarım, ısıtma, soğutma, ısı yalıtımı, sıcak su, elektrik tesisatı ve aydınlatma konularındaki normları, standartları, asgarî performans kriterlerini, bilgi toplama ve kontrol prosedürlerini kapsayan binalarda enerji performansına ilişkin usûl ve esaslar, Türk Standartları Enstitüsü ve Genel Müdürlük ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde ilgili idare tarafından yapı kullanma izni verilmez." hükmü; (d) bendinde, "Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak yönetmeliğe göre hazırlanan yapı projeleri kapsamında enerji kimlik belgesi düzenlenir. Enerji kimlik belgesinde binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri, ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ve binanın enerji tüketim sınıflandırması ile ilgili bilgiler asgarî olarak bulundurulur. Belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esaslar, Bakanlık ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir. Mücavir alan dışında kalan ve toplam inşaat alanı bin metrekareden az olan binalar için enerji kimlik belgesi düzenlenmesi zorunlu değildir. " hükmü;
"Yönetmeliklerin düzenlenmesi" başlıklı Geçici 1. maddenin (1) numaralı fıkrasında ise; "Bu Kanunda yürürlüğe konulması öngörülen yönetmelikler, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl, 7 nci maddenin (ç) ve (d) bentleri kapsamında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulması öngörülen yönetmelikler ise iki yıl içinde çıkarılır. Anılan yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir." hükmü yer almaktadır.
05/12/2008 tarih ve 27075 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği''nin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 26/A. maddesinin 5. fıkrasında, "Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşların bu belgelerin düzenlenmesi ile ilgili faaliyetlerinin denetimi Bakanlık tarafından yapılır veya yaptırılır. Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili olanların yetkilerini kötüye kullandıklarının veya gerçeğe aykırı belge düzenledikleri tespit edilen enerji verimliliği danışmanlık şirketleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına; diğer gerçek veya tüzel kişiler ise ilgili meslek odasına bildirilir ve haklarında yapılacak inceleme ve soruşturma sonuçlanana kadar bunların enerji kimlik belgesi verme yetkileri askıya alınır. Bakanlık tarafından yapılan bildirimler neticesinde, serbest müşavirlik ve mühendislik hizmetleri belgesi veya 5627 sayılı Kanun kapsamında aldıkları yetki belgesi iptal edilenlerin veya bu belgeleri bir yıl içinde üç defa askıya alınanların enerji kimlik belgesi verme yetkileri, bir daha verilmemek üzere Bakanlık tarafından iptal edilir." kuralı yer almaktadır.
Anayasa'nın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri kuralına yer verilmektedir.
Yönetmelikler, üst normlara açıklık getirmek ve üst normlar tarafından çizilen çerçeve içerisinde uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi amacıyla tesis edilmekte olup, bu düzenleyici işlemlerin, üst hukuk kurallarına uygun ve onları destekleyici nitelikte olması gerekmektedir.
Hukuk devletinde düzenleyici işlemlerin, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında, belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi hukuk güvenliğinin bir sonucudur. Belirlilik ilkesi, düzenleyici işlemlerin, hem kişiler hem de idare yönünden, herhangi bir tereddüte ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir olması ayrıca, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekliliğini düzenleyen bir ilke niteliğindedir.
Bu bağlamda, dava konusu Yönetmelik düzenlemesinde, ilgililer hakkında hangi usul ve esaslara göre soruşturmanın yapılacağı, soruşturmanın ne kadar süreceği, inceleme ve soruşturma kararlarına karşı bir itiraz yolu ve/veya mercii belirtilmediği gibi, askıya alma kriterleri ile ilgili olarak her hangi bir ibarenin olmadığı görüldüğünden, söz konusu düzenlemenin belirsiz ifadeler içerdiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; hukuk güvenliği ve belirlilik ilkesine aykırı olan ve dayanağı olan üst hukuk normunu açıklayan bir yapıda bulunmayan dava konusu Yönetmelik düzenlemesi ile anılan düzenlemeye dayalı olarak tesis edilen, enerji kimlik belgesi düzenleme yetkisinin iptaline ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
KARŞI OY
XX- 5627 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendine göre enerji kimlik belgesi ile ilgili olarak uygulamaya ilişkin usûl ve esasların, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceği öngörüldüğünden, dava konusu Yönetmelik düzenlemesinin yasal dayanağının bulunduğu açık olmakla birlikte, dava konusu düzenlemede yer alan "Bakanlık tarafından yapılan bildirimler neticesinde, serbest müşavirlik ve mühendislik hizmetleri belgesinin veya 5627 sayılı Kanun kapsamında aldıkları yetki belgesi iptal edilenlerin veya bu belgeleri bir yıl içinde üç defa askıya alınanların enerji kimlik belgesi verme yetkilerinin, bir daha verilmemek üzere Bakanlık tarafından iptal edileceğine" ilişkin kural, idari tedbir niteliğinde bir idari yaptırım olup söz konusu idari tedbirin hukuka uygunluk denetimi yapılırken, "ölçülülük" ve "orantılılık" ilkelerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu doğrultuda, amaca ulaşmaya yardımcı olmayan veya ulaşılmak istenen amaca nazaran bariz bir biçimde ağır olan bir müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyecektir. Orantılılık ilkesi gereği ise, bireyin hakkı ile kamunun menfaatleri veya diğer bireylerin hak ve menfaatleri arasında adil bir denge kurulmalıdır.
Bu bağlamda, enerji kimlik belgelerinin amacı ve ortaya çıkardığı sonuçlar, belge düzenleme yetkisinin kamu adına kullanıldığı da dikkate alındığında, enerji kimlik belgelerinin gerçeğe uygun şekilde düzenlenmesi ve belge oluşturma yetkisinin kötüye kullanılmaması gerektiği açık olmakla birlikte; her ne kadar dayanak 5627 sayılı Kanun'da konuya ilişkin açık bir düzenleme bulunmasa da anılan Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde, şirketlere, eğitim, etüt, danışmanlık ve uygulama faaliyetlerini yürütmek üzere Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü ve/veya yetkilendirilmiş kurumlar (meslek odaları ve üniversiteler) tarafından verilecek yetki belgelerinin Kanun ve ilgili yönetmeliklerde belirlenen usul ve esaslara aykırı bir durum olmadıkça her beş yılda bir yenileneceğine ilişkin hükümdeki süre belirlemesi dikkate alındığında, dava konusu Yönetmelik düzenlemesinde geçen "bakanlık tarafından yapılan bildirimler neticesinde, serbest müşavirlik ve mühendislik hizmetleri belgesinin veya 5627 sayılı Kanun kapsamında aldıkları yetki belgesi iptal edilenlerin veya bu belgeleri bir yıl içinde üç defa askıya alınanların enerji kimlik belgesi verme yetkilerinin, bir daha verilmemek üzere Bakanlık tarafından iptal edileceğine" ilişkin kural, ölçülülük ve orantılılık ilkeleri ile bağdaşmayacaktır.
Dayanak Yönetmelik düzenlemesi yukarıda belirtilen gerekçeyle hukuka aykırı olduğundan dava konusu uygulama işleminde de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.