Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14643
Karar No: 2017/1225

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14643 Esas 2017/1225 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14643 E.  ,  2017/1225 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hüküm Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okundu gereği görülülüp, düşünüldü:

    KARAR

    ... köyü ... parsel sayılı 5052 m² yüzölçümlü taşınmazın dilekçe ekindeki krokide (A) işaretli 2293,83 m² yüzölçümlü taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılması nedeniyle beyanlar hanesinde “... oğlu ..."nın tasarrufundadır” şerhi ile Hazine adına kayıtlı iken, 18.02.2010 tarihinde yapılan ifraz ile ..., ... ve ... sayılı parsellere ifraz edilmiş, ... parsel 1052,02 m² yüzölçümü ile beyanlar hanesinde “zilyetliği ..."ya aittir”, ... parsel ise 2000,02 m² yüzölçümü ile beyanlar hanesinde “zilyetliği ..."ya aittir”, ... parsel 2000,70 m² yüzölçümüyle beyanlar hanesinde “zilyetliği ..."a aittir” şerhleri belirtilerek Hazine adına tapu siciline tescil edilmiştir. Davacı 24.03.2010 tarihli dilekçe ile; ... sayılı parselin dilekçe ekindeki krokide (A) işaretli 2293,83 m² yüzölçümlü bölümünün kendi zilyetliğinde, geri kalan bölümünün ise, davalıların zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla tapu sicilinin beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhlerinin iptal edilerek, kendi adının zilyet olarak beyanlar hanesine tescilini talep etmiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğice 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04/12/2013 gün, 2012/13970 E. - 2013/655 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararında özetle; “Mahkemece, dava, yörede 1996 yılında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosuna itiraz olarak değerlendirilip 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın nitelendirilmesinde hataya düşüldüğünden hatalı sonuca ulaşılmıştır. Şöyle ki, 1996 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda kullanıcısı davalı ... olarak belirlenerek Hazine adına tescil edilen ... parsele ilişkin 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. madde uyarınca 2010 yılında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit işlemi ile orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi çalışmasının yapıldığı, bu çalışmada ... parsel üç bölüme ifraz edilerek ..., ... ve ... sayılı parsellerin son kullanım durumlarının belirlendiği, davacının bu işleme ilişkin olarak güncellenen kullanım durumuna itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle; mahkemece, dava konusu ..., ... ve ... (eski ...) parseller
    hakkında 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesi gereğince tutanak tutulup tutulmadığı, tutulmuş ise askıya çıkıp çıkmadığı araştırılmalı, davanın askı ilânı süresi içinde açıldığı belirlendiği takdirde, 3402 sayılı Kanunun 25 ve 26. maddeleri gereğince kadastro mahkemesinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilerek dosyanın kadastro mahkemesine aktarılması, askı ilânından sonra dava açıldığının belirlenmesi halinde ise, tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri saptanarak davanın esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davada uygulama olanağı bulunmayan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçe yapılarak davanın reddi doğru değildir “denilmiştir
    Mahkemece; davacı tarafından kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık sürenin geçmesi nedeni ile kadastrodan önceki sebeplere dayanamaması, kadastrodan sonra da dava konusu taşınmaz da hak sahibi olduğuna dair genelgenin B/8 maddesi kapsamında dosyaya her hangi bir belge veya beyan sunmaması nedeni ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, direnme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek-4 maddesi gereğince 2/B alanlarında yapılan fiili kullanım durumlarının güncellenmesi, tevhit ve ifraz işlemine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 12.06.1990 tarihinde yapılıp 11.03.1991–11.09.1991 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 2009 yılında 3402 sayılı Kanunun 41. maddesine göre yapılan alan düzeltmesi ile Ek-4 madde gereğince 2/B madde ile orman dışına çıkarılan yerlerde kullanıcı ve muhdesat tesbiti ile ifraz ve tevhit işlemi bulunmaktadır.
    Yörede genel arazi kadastrosu 23.08.1995 tarihinde yapılıp 30.01.1996 - 28.02.1996 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemenin kararında bir hata bulunmadığı direnme üzerine yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, Dairenin 04/02/2013 tarih, 2012/13970 E–2013/655 K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına, açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16.02.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi