23. Hukuk Dairesi 2016/247 E. , 2016/1576 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifçe dava dışı ....e verilen krediye kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı tarafça .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/2341 E. sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine 13.200,00 TL asıl alacağın tahsili için icra takibine başlandığını, 05.03.2004 tarihli kredi sözleşmesine göre, müvekkillerinin kullandırılan kredinden sorumluluğunun 2.000,00 TL asıl alacak, bu alacağa işleyecek faiz ve fer"ileri ile sınırlı olduğunu, ancak müvekkillerine bu zamana kadar herhangi bir ihtarda bulunulmadığını, takipte faiz ve fer"ilerin ayrı ayrı gösterilmediğini, faize faiz işletildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/2341 E. sayılı dosyasına konu alacağın 7.500,00 TL"lik kısmından borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiş, 09.05.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkillerinden ... ve ..."in icra dosyasına ödemek zorunda kaldıkları 3.166,00 TL"nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 897,33 TL"nin ıslah tarihi olan 09.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıların .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/2341 E. sayılı icra dosyasında dava tarihi itibariyle 11.426,50 TL borçlu olmadıklarının tespitine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 21.01.2013 tarih ve 2012/6204 E., 2013/270 K. sayılı ilamı ile, davacıların temerrüde düşürülmemesi nedeniyle faizin takip tarihinden itibaren hesaplanmasının, kefil olan davacıların sorumluluğunun 2.000,00 TL ve faizi ile sınırlı olduğu tespitinin doğru olduğu, ancak sözleşmedeki faiz oranı daha düşük olmasına rağmen Ziraat Bankası"ndan uygulanan faiz oranları sorulmadan, takip talebinde yer alan %29 yıllık faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmasının, asıl borçlunun yaptığı ödemelerin kefillerin sorumluluğunu ortadan kaldıracağı hususunun gözardı edilmesinin doğru olmadığı, buna göre, Ziraat Bankası"ndan borç dönemi ile ilgili uygulanan faiz oranları sorulduktan sonra bankacı bilirkişi aracılığıyla davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri ile, gerekirse banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak ve yapılan ödemeler de dikkate alınarak, davacıların varsa borç miktarını ve istirdadını gerektiren miktarı belirleyen ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonuncunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/2341 E. sayılı icra dosyasına dava tarihi itibariyle 11.391,60 TL borçlu olmadıkları, 20.05.2010 tarihi itibariyle davalıya 991,44 TL fazla ödeme yaptıkları gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacıların .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/2341 E. sayılı takip dosyasında 7.500,00 TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazla ödenen 991,44 TL"nin ıslah tarihi olan 09.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
12.01.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 01.03.2013 olarak yazılmış olması ve hüküm fıkrasının 2. bendinde "davalıdan alınarak davacılara verilmesine" yazılması gerekirken "davalılardan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılması HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.