3. Hukuk Dairesi 2019/3189 E. , 2019/10221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 17/12/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... ve davalı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 01/10/2002 başlangıç tarihli ve 01/01/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri düzenlendiğini, 2008 yılının Eylül ayına kadar kira bedellerinin belirlenmesi ve ödenmesi konusunda taraflar arasında bir ihtilaf yaşanmadığını; yine davacı ile aynı gruba bağlı bir başka tüzel kişilik olan ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti"nin davalıdan alacağı bulunduğunu, davalı Vakıf ile aynı gruba bağlı şirketler arasında mahsuplaştırma esnasında ortaya çıkan çekişme nedeniyle müvekkili hakkında Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2009/24770 Esas ve 2009/24771 Esas sayılı dosyaları ile tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, takip konusu yapılan alacağın, gerek müvekkili şirketler arasında alacağın temlikine dayalı olarak takas-mahsup yolu ile gerekse nakten ödendiğini; icra mahkemesinde yargılamalar devam ederken tekrar 38.803,40 USD nakit ödeme yapıldığını; davalıdan takip konusu alacaktan çok daha fazla alacağı olan grup şirketi ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti"nin alacağının 50.000,00 USD kısmını takip tarihinden önce 01/09/2008 tarihinde müvekkiline temlik ettiğini ve müvekkilinin takas definde bulunmuş olması nedeniyle davalıya herhangi bir borcu kalmadığını belirterek; temerrüdün oluşmadığının belirlenmesine, Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2009/24770 ve 2009/24771 sayılı dosyalarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava dışı ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti"nin 580.000 USD alacağının kira bedelinden mahsup edilmesinin kararlaştırıldığını; ancak, mahsup işleminin dava dışı kiracının ödemesi gereken kiralar için uygulanacağını, davacının ödeyeceği kiralar için uygulanmayacağını; davacının, temliknameden itiraz dilekçelerinde ve icra mahkemesindeki yargılama sırasında hiç bahsetmediğini, adi senet vasfındaki temliknamenin müvekkiline karşı hüküm ifade etmeyeceğini, temliknamenin sonradan ve üzerine 01/09/2008 tarihi atılarak düzenlendiğinin açık olduğunu; davacının, her iki dosya borcu için 06/10/2010 tarihinde 38.804 USD kısmi ödeme yaptığını, başka ödeme olmadığını savunarak; davanın reddi ile % 20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 15/10/2015 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin, 27/09/2016 tarih, 2016/2872 Esas, 2016/5458 Karar sayılı ilamı ile; "TBK"nun 183. (BK 161) maddesi gereğince, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Bu husus Mahkemenin de kabulündedir. Dava dışı ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı arasında varılan mutabakat ile dava dışı alacaklının kiracı olduğu taşınmazın kira bedelinin bir ay ödenmesi, bir ay ödenmemesi konusunda anlaşmaya varıldığı ve mahsubun sadece dava dışı şirketin kiracı olduğu taşınmazın kira bedellerinden gerçekleştirileceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece, 31/12/2008 tarihli bu mutabakat ile temlik edilen alacağın ortadan kalktığı kabul edilmiş ise de; dava dışı ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti"nin, davalıdan alacağının 580.000 USD olduğu, bu alacağın yalnızca 50.000 USD kısmının davacıya temlik edildiği, söz konusu belgede 01/09/2008 tarihli temliknamenin ortadan kaldırıldığına dair bir ifade bulunmadığını, temlik edilen kısım dışında kalan alacağın belirtilen usulde mahsup edilebileceği gözetildiğinde, mahkemenin değerlendirmesi somut olaya ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bu nedenle, 01/09/2008 tarihli temlikname değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 01/09/2008 tarihli temliknameye göre, dava dışı ... Kompleks San. ve Tic. AŞ"nin, davalıdan olan ihtilafsız alacağının "50.000 USD"lik kısmının davacıya temliki ile bu miktardaki alacağın bahse konu vakıftan temlik alan tüzel kişilik tarafından tahsili konusunda anlaştıkları, 17/12/2009 tarihinde başlatılan icra takibi dosyalarından toplam 47.333,00 USD ana para yönünden tahsil istendiği, temlike konu 50,000 USD"nin mahsubu sonucunda davacının icra takiplerinde borçlu olmadığı, icra takibi başlatılmasında kötüniyet ispatlanmadığından tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı; davacı tarafın, istirdat istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; itiraz üzerine duran icra takip dosyalarına yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı, davacı şirket tarafından ödemelerin cebri icra tehdidi altında yapıldığı iddia edilmiş ise de, 06/10/2010 tarihinde banka kanalı ile haricen yapılan ödemelerin icra dosyasına girmediği, yargılamaya esas davanın 04/10/2013 tarihinde açıldığı, ödeme tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde istirdat isteminde bulunulmadığı, istirdat talebinin uygun olmadığı, koşulların oluşması halinde istemin ayrı dava konusu olabileceği gerekçesiyle; menfi tespit davasının kabulü ile, davacının İstanbul Anadolu 12.İcra Müdürlüğünün (Üsküdar 1.İcra Müdürlüğü) 2009/24770 Esas ve 2009/24771 Esas sayılı icra takiplerinde davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, davacı tarafın istirdat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı kiraya veren tarafından 01/10/2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak 17/12/2009 tarihinde başlatılan icra takibinde, Eylül, Kasım 2008 ve Şubat 2009 kira bedeli, 43.733 USD kira alacağının ve 01/01/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak 17/12/2009 tarihinde başlattılan icra takibinde de; Eylül, Kasım 2008 ve Şubat 2009 kira bedeli, 3.600 USD kira alacağının tahsili talep edilmiştir. 01/09/2008 tarihli temlikname ile, ... Sağlık Kompleksi San. ve Tic. Ltd. Şti, davalı kiraya verenden olan alacağının 50.000 USD"lik kısmını davacı kiracıya temlik etmiştir. Ayrıca, davacı tarafından 06/10/2010 tarihinde dava konusu icra takip dosyaları borcu için 38.804 USD ödeme yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, temlik alınan 50.000 USD"nin mahsubu ile davacının, davaya dayanak icra takip dosyalarında borçlu olmadığına karar verilmiş olup bu yönüyle kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının istirdat istemi yönünden ise; davacı vekili 21/06/2018 tarihinde, yaptıkları ödemelerin Vakfın alacağından daha fazla olduğunu beyanla yapılan fazla ödemeler için istirdat talep ettiklerini beyan etmiştir. Davacı tarafından yapılan 38.804 USD ödeme, açıklamada davaya konu icra takip dosyaları gösterilmek suretiyle yapılmış olup istirdat davasına konu olması için icra takip dosyasına ödenmesi zorunlu değildir. Öte yandan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 72/7. maddesinde; "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir" hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca; bir yıllık hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için borcun tamamının ödenmesi gerekir. Takip konusu borcun tamamının ödenmediği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre işlemeye başlamadığından davacının istirdat isteminin yazılı şekilde (bir yıllık süre içerisinde yapılmadığından bahisle) reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler ile davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
, 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.