Esas No: 2019/7252
Karar No: 2022/1724
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay 9. Daire 2019/7252 Esas 2022/1724 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/7252 E. , 2022/1724 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7252
Karar No : 2022/1724
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) ... A.Ş. Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
2-(DAVALI) ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, mülkiyetinde bulunan Elazığ İli, Keban İlçesi, ... Mahallesi sınırları içindeki ... ve ... nolu parsellerde Emlak Vergisi Kanunu'nun 30/4 hükmü uyarınca kısıtlılık durumu bulunduğu ileri sürülerek 2010 ila 2017 yıllarına ait fazla ödenen emlak vergileri ve kültür varlıklarını koruma katkı paylarının düzeltilerek iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin Keban Belediye Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali ve fazla ödenen 6.996.687,20-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; uyuşmazlığın ... ve ... nolu parsellerin tasarrufu kısıtlanan arsa hükmünde olup olmadığı yani imar planlarında, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar olup olmadığına ilişkin olduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. ve devamı maddeleri kapsamında düzeltme ve şikayet yoluna tabi vergilendirme hatası kapsamında olduğu, ... nolu parsel açısından; 10/09/1986 tarihli imar planına göre 7350 m² olan söz konusu parselin 2975 metrekaresinin 12 metrelik yolda kaldığı, geri kalan kısmının bahse konu imar planında "Kurum Park_Dinlenme Alanı" olarak geçtiği, 25/08/2015 tarihli imar planı ile yol dışında kalan kısmının imar planı dışında kaldığı, parselin yolda kalan 2975 metrekarelik kısmında bir değişiklik olmadığı görüldüğünden, söz konusu parselin 2975 metrekaresinin, kısıtlılık hükümlerinin yer aldığı mevzuatta açıkça yazan "yol" da kalması sebebiyle kısıtlılık hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden, söz konusu taşınmazın yolda kalan kısmı için hesaplanan emlak vergisinin 9/10'u oranında tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş olan 2010 ila 2017 yıllarına ilişkin emlak vergisi ile kültür varlıklarını koruma katkı payında hukuka uyarlık bulunmadığı; geri kalan ve imar planında "Kurum Park Dinlenme Alanı" olarak geçen kısmı yönünden ise kısıtlılık ile ilgili mevzuatta açıkça zikredilen yerlere girmediği, zira kuruma ait özel bir dinlenme alanı olup kamuya özgülenmiş yani umumi hizmetlere ayrılmış bir alan olmadığı, 2016 ve 2017 dönemleri için ise söz konusu alanın imar planı dışında kaldığı anlaşıldığından, söz konusu parselin 4375 m² lik kısmı açısından bahse konu parsel ile ilgili olarak tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş olan 2010 ila 2017 yıllarına ilişkin emlak vergisi ile kültür varlıklarını koruma katkı paylarında hukuka aykırılık bulunmadığı, ... nolu parsel açısından; 10/09/1986 tarihli imar planına göre parselin 27000 m² olduğu ve imar planına göre 2017 metrekaresinin 12 metrelik yolda kaldığı; geri kalan kısmının; 25/08/2015 tarihli imar planına kadar "Kurum Park_Dinlenme Alanı", 25/08/2015 tarihli imar planı sonrasında ise "park alanı" olarak geçtiği görülmüş olup; bahse konu parselin 25/08/2015 tarihli imar planı ile kısmen yol kısmen park alanı içerisinde kalması nedeniyle kısıtlılık hükümlerinden yararlanması gerektiği, buna göre söz konusu parselin 25/08/2015 tarihli imar planı sonrasında kısıtlılık hükümlerinden yararlanması nedeniyle bahse konu parsel ile ilgili olarak 2016 ve 2017 yılları için tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş olan emlak vergisi ve kültür varlıklarını koruma katkı payının 9/10'u oranındaki kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı; diğer taraftan söz konusu parselin 2017 metrekaresi kısıtlılık ile ilgili mevzuatta açıkça yazan "yol" da kalması sebebiyle kısıtlılık hükümlerinden yararlanacağından söz konusu taşınmazın yolda kalan kısmı için tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş olan 2010 ila 2015 yıllarına ilişkin emlak vergisi ile kültür varlıklarını koruma katkı payının 9/10'luk kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; geri kalan ve 25/08/2015 tarihli imar planına kadar imar planında "Kurum Park_Dinlenme Alanı" olarak geçen kısmı yönünden ise kısıtlılık ile ilgili mevzuatta açıkça zikredilen yerlere girmediği, zira kuruma ait özel bir dinlenme alanı olup kamuya özgülenmiş yani umumi hizmetlere ayrılmış bir alan olmadığı dikkate alındığında, söz konusu parselin 24983 m² lik kısmı açısından tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş olan 2010 ila 2015 yılları emlak vergisi ile kültür varlıklarını koruma katkı payında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından uyuşmazlık konusu parsellerin bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı için söz konusu parsellerde sahil şeridi hükümleri uyarınca kısıtlılık bulunduğu iddia edilmişse de; Kıyı Kanunu ile ilgili mevzuat gereği söz konusu yerin suni-baraj gölü olması ve Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelikte açıklanan yerlere girmediği sonucuna varıldığından, söz konusu iddiaya itibar edilmediği, hukuka aykırı bulunan uyuşmazlık konusu kısımlar nedeniyle davacının ödediği tutarların ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair ... tarih ve... sayılı işlemin; ... ve ... nolu parsellerin yolda kalan kısımları için tahsil edilen 2010 ila 2017 yıllarına ilişkin emlak vergisi ve kültür varlıklarını koruma katkı payları ile ... nolu parselin park alanında kalan kısmı için 2016 ve 2017 dönemlerine ilişkin tahsil edilen emlak vergisi ile kültür varlıklarını koruma katkı paylarının kısıtlılık hükümlerine göre 9/10'u oranında hesaplanan kısmının iptaline ve fazla tahsil edilen davalı idarece hesaplanacak söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davanın geriye kalan kısımları yönünden ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Tarafların istinaf başvurusuna ilişkin dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların, mahkeme kararının 2012 ila 2017 yıllarına ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, davalı idarenin mahkeme kararının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak davanın kısmen kabulü yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusuna gelince; davacı şirket tarafından, adına kayıtlı... ve ... nolu parsellerde kısıtlılık durumunun söz konusu olduğu iddia edilerek 2010 ila 2017 yıllarına ait olup fazla ödenen emlak vergileri ve kültür varlıklarını koruma katkı paylarının düzeltilerek iadesi istemiyle 28/12/2017 tarihinde düzeltme başvurusunda bulunulduğu; yapılan başvurunun Belediye Başkanlığınca reddi üzerine açılan davada 2013 yılında tarh ve tebliğ edilen 2010 ve 2011 yıllarına ait vergilerin ve kültür varlıklarını koruma katkı paylarının da dava konusu edildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 126. maddesinde, 114. maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği, şu kadar ki, düzeltme zamanaşımı süresinin, a) Zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı; b) İlan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği; c) İhbarname ve ödeme emri ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı Kanuna göre haczin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun 114. maddesinin 1. fıkrasında ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağının hükme bağlandığı, vergilerin düzeltilmesi amacıyla verginin doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren beş yıl içinde başvurulması gerektiği, beş yıllık sürenin zamanaşımının son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde bir yıl uzadığı, 2010 ve 2011 yıllarına ait emlak vergileri ve kültür varlıklarını koruma katkı paylarına ilişkin olarak 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu hükümleri uyarınca söz konusu vergi ve payın doğduğu 2010 ve 2011 takvim yıllarını takip eden yılların başından başlayarak beş yıl içinde sırasıyla en geç 31/12/2015 ve 31/12/2016 tarihlerine kadar düzeltme başvurusunda bulunulması gerekirken bu süreler geçirildikten sonra düzeltme başvurusunda bulunulduğu ve bu yıllara ait vergilerin beş yıllık düzeltme zamanaşımı sürelerinin son yılları içinde tarh ve tebliğ edilmediği de açık olduğundan, bu yönüyle davanın reddi gerekirken, kabul edilmiş olmasında isabet görülmediği, davacının mahkeme kararının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusuna gelince; mahkemece 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak davanın kısmen reddine karar verilmiş ve yukarıda açıklanan gerekçe karşısında bu yönüyle karar sonucu itibarıyla yerinde ise de, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinde bölge idare mahkemesine kararın gerekçesini değiştirerek istinaf başvurusunu reddetme yetkisi tanınmadığından, mahkeme kararının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasının da kaldırılması gerektiği gerekçesiyle tarafların mahkeme kararının 2012 ila 2017 yıllarına ilişkin hüküm fıkralarına yönelik istinaf başvurularının reddine; tarafların mahkeme kararının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin hüküm fıkralarına yönelik istinaf başvurularının ise kabulüne ve bu hüküm fıkralarının kaldırılmasına, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak davanın yukarıda belirtelen gerekçeyle kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: "Kurum Park Dinlenme Alanı" ifadesinin taşınmazın kullanım amacını değiştirmediği, park alanı ifadesinin dar yorumlandığı, kısıtlılığa rağmen parselin arsa vasfını taşıdığına ilişkin açıklama yapması davalı idarenin vergi alabilmek için plan gereklerini yerine getirmediği dolayısıyla görevini ihmal ettiğinin ispatı olduğu, söz konusu parsellerin hiçbir ticari veya sınai amaç için kullanılmadığı, tüm vatandaşların istifadesine sunulduğu, Belediye'nin bu alanı kamulaştırması gerektiği, kısıtlılığın kıyı ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanda uygulanması gerektiği, dava açıldıktan sonra yapılan imar değişikliği ile taşınmazların ticari alan kapsamına alındığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: Danıştay 9. Dairesinin E:2017/1040 sayısında verilen kararla onanan mahkeme kararıyla taşınmazların kısıtlı ve muafiyet kapsamında olmadığının sabit olduğu, 2018 yılı imar planı ile söz konusu taşınmazların durumunun değiştiği, ... ve ... sayılı parsellerin ticari alan olduğu, taşınmazların davacı tarafından yaşam vadisi olarak sosyal tesise dönüştürüldüğü iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların temyiz isteminin reddine,
... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunanlardan ... -TL maktu harç alınmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.