9. Ceza Dairesi Esas No: 2013/11224 Karar No: 2014/4453 Karar Tarihi: 09.04.2014
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/11224 Esas 2014/4453 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Fatih 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/1049-2011/141 numaralı kararına göre, sanık hakkında 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca parmak izi alınması sırasında kendisini başkası olarak tanıtması ve belge düzenlenmesine neden olması suçu işlemiştir. Ancak, suçun TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçuna denk geldiği, hukuki durumunun bu şekilde tayin edilmesi gerektiği ve suç vasfında yanılmaya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu ve bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Anılan kanuna göre, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçekleştirilmesi durumunda oluşmaktadır.
9. Ceza Dairesi 2013/11224 E. , 2014/4453 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/329488 Mahkemesi : Fatih 4. Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 04.03.2011 Numarası : 2010/1049 - 2011/141 Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “12.06.2008” yerine “01.02.2010” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata kabul edilmiştir. İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği; Somut olayda, 12.06.2008 tarihinde kolluk görevlileri tarafından 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine aykırılık nedeni ile idari işlem yapılması amacıyla parmak izi alındığı sırada kendisini Sedat Yılmaz olarak tanıtıp hakkında bu isimle belge düzenlenmesine neden olan sanığın eyleminin TCK"nın 206. maddesinde düzenlenen resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.