1. Hukuk Dairesi 2019/1723 E. , 2019/2950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı temyiz edilmiş ise de masraf yatırılmadığından duruşma isteği reddedildi. Dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan eşi ...’nin maliki olduğu ... ada ... parselde kayıtlı 17 nolu bağımsız bölümü, şizofren hastası olan davalı yeğeni ...’ye ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, sonrasında ...’nin de diğer davalı ...’e satış suretiyle devrettiğini, öncelikle davalının akıl hastası olması sebebiyle sözleşmenin iptalinin gerektiğini, ayrıca davalının bakım ve gözetim yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, davalı ...’in de davalı ...’nin hastalığından yararlanarak taşınmazın adına devrini sağladığını, tüm işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını; davalı ..., dayısı olan mirasbırakanın hiçbir zaman bakıma muhtaç duruma düşmediğini ancak bakılmaya ihtiyacı olsa idi akdin yükümlülüklerini yerine getireceğini, hiç kimsesinin olmadığını, davalı ...’in babasının evinde 5 yıl boyunca kaldığını kendisiyle ilgilendiklerini bu sebeple dava konusu taşınmazı bedelsiz olarak davalı ...’e devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1926 doğumlu mirasbırakan ...’nin 21.08.1996 tarihinde evli ve çocuksuz olarak öldüğü, geride mirasçı olarak davacı eşi ..., davalı yeğeni ... ile dava dışı kardeşi ... ve dava dışı yeğeni ...’in kaldığı, mirasbırakan ...’nün ... 2.Noterliğinde düzenlenen 20.10.1994 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile çekişme konusu ... ada ... parselde kayıtlı 17 nolu bağımsız bölümü davalı yeğeni ...’ye bıraktığı, sonrasında davalı ... tarafından davacının da aralarında bulunduğu tüm mirasçılara karşı tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/665 Esas 1996/919 Karar sayılı dosyasında çekişme konusu 17 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği ve 27.05.1997 tarihinde hükmen tescil işlemiyle davalı ... adına tescil edildiği, sonrasında ... tarafından da taşınmazın 17.08.2011 tarihinde diğer davalı ...’e satış suretiyle devredildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir araştırma yapılması, mirasbırakanın adına kayıtlı başkaca aktif-pasif tapu kaydı bulunup bulunmadığının taraflardan da sorulmak suretiyle ilgili tapu müdürlüğünden araştırılması, varsa tapu kayıtlarının istenilmesi, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı bunun makul karşılanacak sınırda kalıp kalmadığının belirlenmesi, mirasbırakanın gerçek iradesinin, mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, murisin davalı ..."ye ölünceye kadar bakma akdi ile yaptığı temlikin muvazaalı olduğu saptanır ise son kayıt maliki davalı ...’in iyiniyetli olup olmadığının bir başka ifade ile Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ..."in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.