
Esas No: 2017/2236
Karar No: 2017/5176
Karar Tarihi: 12.06.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2236 Esas 2017/5176 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin ve borcun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, tasarrufu teşvik kesintisi prim borcu nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 2008/33 takip sayılı dosyada borçlu ... San. Ltd. Şti ile diğer borçlu şirket müdürü ... (5510 sayılı Yasanın 88.maddesi gereği) adına 1997/12,1998,1999,2000/1,2,3 dönemleri tasarruf teşvik primi borcu nedeniyle ödeme emri düzenlendiği, şirket yetkilisi ... adına çıkarılan tebligatın 10.06.2009 tarihinde ... imzasına tebliğ edildiği,davacı şirkete ise ödeme emrine konu borç nedeniyle tebligat yapılamadığı, bu dava ile, davacı şirket aleyhine sürdürülen takibin zamanaşımı nedeniyle iptal edilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, prim alacağına ilişkin zamanaşımı süresinin geçmiş olması gözetilerek davacı şirket aleyhine 2008/33 takip nolu ödeme emri ile sürdürülen icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesi hükmüne göre işverenler; işçilerin ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintileriyle sağlayacakları işveren katkılarını tahakkuk ettirerek ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar TC. Ziraat Bankası’nda işçiler adına açtıracakları “Tasarrufu Teşvik Hesabına” yatırmakla, Sosyal Sigortalar Kurumu da aynı Yasanın 7 nci maddesi hükmü kapsamında; işverenlerin ücretlerden yapacakları tasarruf kesintileriyle sağlayacakları işveren katkılarını 4 üncü maddede belirtilen süreler içinde ilgililerin banka hesaplarına yatırmamaları halinde yatırılması gereken miktarları re’sen ya da ilgililerin başvurusu üzerine 506 sayılı Kanunun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri çevresinde gecikme zammıyla birlikte işverenden tahsil yükümlendirilmiştir.
3417 sayılı Kanun, 29.03.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarının Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 10. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 4853 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde; “3417 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalarla icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 8 inci maddesinde;“3417 s. kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapılması gereken tasarruf kesintileriyle katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlarla gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak TC. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılır.
3417 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki personelin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintileriyle Devlet ve işveren katkılarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan kurumlar, yatırılması gereken miktarların resen veya ilgililerin başvurusu halinde yasal faiziyle birlikte T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılmasından sorumlu olacakları...” hükmü öngörülmüştür.
Çalışanların ücretlerinden yapılması gereken tasarruf kesintileriyle katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan hesaplara yatırılmaması halinde Kurum, 506 sayılı Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri uyarınca tahsil yükümlü kılınmıştır. 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar uyarınca tasarrufu teşvik alacaklısına sağlanmaya çalışılan güvence; işveren karşısında güçsüz konumda bulunan çalışanın, belirtilen kesinti, katkı payı ve nema toplamı yönünden oluşan alacağını kamu alacağı seviyesine çıkarılarak, onun 6183 sayılı Kanun uyarınca davalı Kuruma tanınan olağanüstü takip ve tahsil yollarından yararlandırılması sağlanmıştır.
Tasarrufu teşvik kesintileri ve katkı payları; Kurumun prim ve diğer alacakları kapsamında bulunmadığından, bunların primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil edilecek olması, Kurum alacaklarının tabi olduğu zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanması sonucunu doğurmayacaktır. Söz konusu alacak, çalışanların alacağı olması bakımından, çalışanların tabi olduğu zamanaşımı süresinin, Kurumun tahsil yükümlülüğünü yerine getirmesinde de gözetilmesi gerekecektir.
Konuyu düzenleyen 3417 ve 4853 sayılı Kanunlarda zamanaşımıyla ilgili özel bir düzenlemenin yer almadığı görülmektedir. bu durumda, zamanaşımının genel hükümlere göre belirlenmesi gerekecektir. Bu durumda alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125 inci maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128 inci maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir.
Çalışanların ücretlerinden yapılan ve ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılması ile hak sahiplerinin mülkiyet alanına geçen tasarruf kesintileriyle katkı paylarının ne şekilde ödeneceği 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarının Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde de; “ Hak sahiplerine, anapara tutarları 2003 yılı Nisan ayında defaten ödenir. 5 inci madde uyarınca değerlendirilen tutar Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödenir. Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, ödeme tarihlerini bir ay önce veya bir ay sonra olarak belirlemeye yetkilidir. Emeklilik veya ölüm halinde taksitlendirme devam etmez ve
ilgililere veya kanuni mirasçılarına kalan tutar defaten ödenir.” hükmü öngörülmüştür. Anılan düzenleme uyarınca, Nisan 2003 ayından itibaren hak sahipleri tasarrufu teşvik hesabından ödeme yapılmasına hak kazanmaktadır. Hal böyle olunca; Kurum yönünden, 10 yıllık zamanaşımı süresinin talep konusu hakkın istenebilir bir konuma geldiği, Nisan 2003 ayından başladığının kabulü gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda; ...’nca tahakkuk ettirilen 1997/12, 1998, 1999, 2000/1,2,3 dönemine ait tasarrufu teşvik kesintisi borçları ve gecikme zammı nedeniyle, dava tarihi itibariyle dahi Nisan 2003 ayından itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğunun anlaşılması karşısında; Mahkemece; işin esasına girilerek, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.