Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12315
Karar No: 2017/5172
Karar Tarihi: 12.06.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12315 Esas 2017/5172 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/12315 E.  ,  2017/5172 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerinc e temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı baba açısından 30.936,89 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, davacı anne açısından 35.568,57 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, davacı kardeşler açısından ise 6.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, iş kazasının meydana gelişinde ölen her iki kazalının %15"er oranda, davalının ise %70 oranında kusurlu olduğu, davacılar anne ve babaya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır.
    İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm halinde, hak sahibi olan eş, çocuklar, ana ve baba destekten yoksun kaldıklarından kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasasının 45/2. ve 332/2. maddelerine göre maddi zararlarının giderilmesini isteyebilirler. Borçlar Yasasının 332. maddesi; "işçinin ölümü halinde onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı isteyebilecekleri tazminat akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabi olur" hükmüne yer verdiğinden, bu davalar da işçinin iş göremezlik nedeniyle açtığı tazminat davası gibi çözümlenir.
    Anne ve babanın, 4958 sayılı yasadan önce yürürlükte bulunan 506 sayılı yasanın 24. maddesine göre, iş kazası kolundan gelir almaları için sağlıklarında ölen çocuğun sürekli biçimde yardımından yararlanıyor olmaları gerekmekteydi. 4958 sayılı yasada yapılan değişiklikle, 506 sayılı yasanın 24. maddesinde yer alan "geçimi sigortalı tarafından sağlanan" ibaresi madde metninden çıkartılarak yerine, "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne
    ad altında olursa olsun gelir ve aylık almayan" ana ve babasına aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir.
    Buna göre, murisin sağlığında geçimini sağlamadığı ana ve babasına da gelir bağlanabilecektir. İş Mahkemesi davacı ana ve babanın sosyal güvenlik kurumlana tabi çalışmaları bulunup bulunmadığını, buralardan 2022 sayılı yasa hariç olmak üzere gelir ve aylık alıp almadıklarını araştırmalıdır. Yapılan araştırmada, ana veya babanın sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmamaları, buralardan gelir veya aylık almamaları durumunda hak sahibi olarak iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle gelir bağlanacağından, davacı ana veya babaya kuruma başvurmak, gerektiğinde dava açmak üzere önel verilmesi gerekir. Ana veya babanın sosyal güvenlik Kurumlarına tabi çalıştıklarının veya 2022 sayılı yasa dışında buralardan gelir veya aylık aldıklarının anlaşılması halinde, mahkemenin bu öneli vermeden doğrudan maddi tazminat davasının reddine karar vermesi mümkündür. Bu önelin verilmesinin zorunlu olmasının sebebi hesaplanan tazminattan SGK"ca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin resen düşülmesi gereğidir. Ancak gelir bağlanmaması durumunda, gelir ve aylık bağlamama nedeni, ana veya babanın sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmaları veya bu kurumlardan aylık almaları olacağından maddi desteğe muhtaç olmadıklarından davanın reddine karar verilmelidir. Maddi tazminat isteyebilmek için, ölüm neticesi ölenin maddi yardımından mahrum kalınması gerekir. Maddi desteğin bulunmadığı hallerdeyse, ancak manevi tazminat istenebilir.
    Somut olayda, davacılar anne ve babaya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
    4-Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarınaverilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar anne ve baba yararına hükmedilen 10.000,00"er TL manevi tazminatlar azdır.
    Yapılacak iş, maddi tazminat isteminde bulunan davacı anne ile davacı babaya çocuklarının iş kazası sonucu vefat etmiş olmaları nedeniyle, iş kazası sigorta kolundan kendilerine gelir bağlanması için Kurum"a başvurmak üzere süre vermek, başvurularının reddi halinde, anne ve babaya SGK Başkanlığı"nı hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan kendilerine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK"nun 165/2. maddesi gereğince bu dava için bekletici mesele yapmak, kesinleşen mahkeme kararı ile dava reddedilmiş ise davacılar anne ve babanın maddi tazminat istemlerinin reddine karar vermek, başvuru üzerine anne ve babaya gelir bağlanmış veya açılan tespit davası kabul edilmiş ve kesinleşmiş ise dosya kapsamındaki 12/02/2015 tarihli bilirkişi hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarlarından anne ve babaya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısımını tenzil ederek sonucuna göre, manevi tazminat talepleri açısından ise yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacılar anne ve babanın manevi tazminat istemlerini değerlendirerek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine
    12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi