Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek, görevi kötüye kullanmak, suç üstlenmek ve marka hakkına tecavüz suçlarından sanık ... ve diğer sanıklar hakkında yapılan yargılama sırasında, sanıklara isnat edilen suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek, görevi kötüye kullanmak ve suç üstlenmek eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında kaldığı ve bu suçlara ilişkin yargılamanın Asliye Ceza Mahkemesince yapılması gerektiğinden bahisle bu suçlar yönünden dosyanın tefrik edilerek mahkemenin görevsizliğine, dosyanın ... Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 tarihli ve 2013/20 esas, 2013/40 sayılı kararına yönelik bir kısım sanık avukatları tarafından yapılan itirazların kabulü ile ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 tarihli ve 2013/20 esas, 2013/40 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına dair ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.10.2013 tarihli ve 2013/641 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.05.2007 tarihli ve 2007/10-85 esas, 2007/109 sayılı ilâmı ile Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 21.09.2010 tarihli ve 2008/17371 esas, 2010/14101 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi fikri ve sınai haklardan kaynaklanan ceza davalarına "ihtisas mahkemesi" sıfatıyla baktığından, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 17.maddesindeki gibi özel bir düzenleme bulunmayan hallerde aralarında bağlantı bulunsa dahi, ihtisas mahkemelerince yargılanması amaçlanan suçlar ile diğer suçların yargılamalarının birleştirilmeden görülmesi gerektiği cihetle, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek, görevi kötüye kullanmak ve suç üstlenmek suçlarından yargılama
yapma görevinin ihtisas mahkemesi sıfatına sahip olan Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesine ait olmadığının anlaşılması karşısında itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 25.12.2013 tarih ve 2013/19500/78662 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2014 tarih ve 2013/406589 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüt üyesi olma, örgüte yardım, görevi kötüye kullanma ve suç üstlenme suçlarından yargılama yapma görevi ihtisas mahkemesi sıfatına sahip olan Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesine ait olmadığı için adı geçen mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasında isabet görülmediğinden bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş ise de; görev uyuşmazlığının kesin nitelikteki mercii kararıyla ivedilikle çözülüp yargılamaya devam edilmesi gerektiği, görev hususunun CMUK’nın 306 ve 308/4. maddeleri uyarınca olağan temyiz yasa yoluyla incelenebileceği, bu hususta olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği anlaşılmakla, koşulları bulunmayan kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.