13. Hukuk Dairesi 2016/2783 E. , 2017/2623 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 27/07/2013 günü davaya konu tencerede yemek yaptığı sırada kapağın patladığını, düdüklü tencerenin içindeki kaynar çorbanın baş, boyun, gövde, el bileği, eli, omzu ve üst ekstremitesinde ikinci derece yanıklar oluşturduğunu, ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde yanık tedavisi görmesine rağmen, vücudunun birçok yerinde kalıcı izlerin meydana geldiğini, halen .... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde plastik cerrahi bölümünde vücuttaki yanıklarından dolayı tedavi gördüğünü, olay nedeni hala çalışamadığını, hastane ve psikolog masrafları, yol masrafları, çalışamaması ile oluşan zararlar sonucu fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminat, vücudunun çok yerinin yanması, oluşan kalıcı izler ve psikolojisinin tamamen bozulması sebebi ile 28.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 23.800,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, tüketicinin aldığı malın ayıplı çıkması nedeniyle uğradığı zarar karşılığında maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK"nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda, kısa kararın verildiği duruşma tutanağında, “Davanın kabulüne” şeklinde karar verildiği belirtilmiş ve hüküm böylece tefhim edilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda, “Davanın kısmen kabulüne, 23.800,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," şeklinde hüküm kurulduğu, böylelikle kısa kararda davanın tamamı kabul edilmişken gerekçeli kararda kısmen kabulü yönünden hüküm kurulması suretiyle duruşma tutanağına geçirilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında aykırılık yaratıldığı anlaşılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup mahkemece, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gereklidir.
2-Davacı, hastane ve psikolog masrafları, yol masrafları, çalışamaması ile oluşan zararlar sonucu fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş fakat 16.12.2014 tarihli celsede vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak bu taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmişse de maddi tazminat talebi hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Buna göre, davacının maddi tazminat talebi ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
3-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no"lu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (3) no"lu bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.